Herc Nedir Ey Allâh’ın Rasûlü?
Ashâb-ı kiramın “Herc nedir ey Allâh’ın Rasûlü?” sorusuna Efendimiz (s.a.v) ne cevap veriyor?
Mâneviyatsız, karma / ihtilât içinde, evrimci ve besmelesiz bir eğitim anlayışında, karış karış haçlı ve siyonist zihniyet takip ve taklit ediliyor.
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- buyurur:
“…İlim kaldırılmadıkça, depremler artmadıkça, zaman yaklaşmadıkça (zaman âdetâ hızlı akmadıkça), fitneler yaygınlaşmadıkça… insanlar bina dikme husûsunda birbirleriyle yarışmadıkça kıyâmet kopmaz…” (Buhârî, Fiten, 23)
İlmin kaldırılması; başka hadîs-i şeriflerde, gerçek âlimlerin vefât etmesi, fakat yerlerinin doldurulamaması olarak tarif edilmiştir.
Zamanımızda ilim kemmiyet itibarıyla artmış gibi gözükse de, keyfiyet ve mâneviyat bakımından azalmıştır.
Nitekim bazı hadislerde âhirzamanda «kalemin çoğalacağı» bildirilir. Fakat tatbik edilen ilim azalacaktır.
Bu husûsu da şu hadîs-i şerifte okuyoruz:
“Öyle bir zaman gelecek ki, okumaya meraklı kurrâ çoğalacak; fakihler (dîni anlayıp yaşayan âlimler) ise azalacak ve bu sûretle ilim çekilip alınacak ve herc (kargaşa ve anarşi) çoğalacak!”
HERC NEDİR?
Ashâb-ı kiram;
“–Herc nedir ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sorunca şöyle buyurdular:
“–Birbirinizi öldürmenizdir.
Daha sonra öyle bir zaman gelecek ki;
İnsanlar Kur’ân okuyacaklar, okudukları boğazlarından aşağıya geçmeyecek (yani kalplerine tesir etmeyip tatbikata geçirilmeyecek).
Ondan sonra öyle bir zaman gelecek ki;
Münafık, kâfir ve müşrik, mü’minle Allah hakkında mü’minin söylediği sözler gibisini söyleyerek tartışacak!” (Hâkim, Müstedrek, IV, 504/8412. Krş. Buhârî, İlim, 24)
Hadîs-i şerifte zamanımızda ilim dünyasıyla alâkalı olarak;
- Modernist ve tarihselci ilâhiyatçılara,
- Tarihteki hâricîler gibi aşırılığa düşen tekfircilere,
- Câhil sofulara işaretler vardır.
Peygamberimiz, bir hadîs-i şeriflerinde, sünneti inkâr edecek bid‘at ehli hakkında şöyle îkaz buyurmuştur:
“Dikkat edin, bana Kitap ve onun bir misli (Sünnet-i seniyye) verildi.
Dikkat edin, karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak size;
«–Bu Kur’ân’a uymanız gerekir. Onda helâl bulduklarınız helâl, haram bulduklarınız haramdır (başka kaynağa ihtiyacınız yoktur!)» demesi yakındır.
Dikkat edin! Allâh’ın Elçisi’nin haram kıldıkları, Allâh’ın haram kıldıkları gibidir.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; İbn-i Mâce, Mukaddime, 2; Tirmizî, İlim, 10; Ahmed, 6/8)
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bu hususta Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhümâ-’ya yaptığı îkaz, hepimiz için mühim bir istikamet ölçüsüdür:
“Ey İbn-i Ömer! Dînine iyi sarıl, dînine iyi sarıl! Zira o senin hem etin, hem kanındır. Dînini kimden öğrendiğine iyi dikkat et! Dînî ilimleri ve hükümleri, istikamet ehli âlimlerden al, sağa-sola meyledenlerden alma!”
Demek ki;
Tahsilde, Kur’ân ve Sünnet yolundan gitmeli, evlâtlarımızın dünyevî tahsilleriyle, uhrevî tahsillerini mezcetmeliyiz.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2024 Ay: Kasım, Sayı: 237