Hicr Suresinin 55-56. Ayetleri Ne Anlatıyor?

Hicr suresinin 55-56. ayetlerinde ne anlatılmak isteniyor? İslam’da ümitsizliğe yer olmadığını bildiren âyet; Hicr suresinin 55-56. ayetlerinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Kur’an’da şöyle buyrulur:

قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ

Dediler ki: “Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse sakın umut kesenlerden olma!” Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden sapıklardan başka kim ümit kesebilir?” (Hicr, 15/55-56)

ÜMİTSİZLİK YOK!

Bilgi:

Lut’un -aleyhisselâm- kavmine azap etmek üzere görevlendirilen melekler, Hz. İbrahim -aleyhisselâm-’a uğramışlar, ona ve eşi Sâre’ye ileri yaşlarda olmalarına rağmen çocukları olacağı müjdesini vermişlerdi. Hz. İbrahim -aleyhisselâm-, onların bu müjdesine, “Üzerime yaşlılık çökmüş olmasına rağmen bana böyle bir müjde getiriyorsunuz öyle mi? Öyleyse bana neyi müjdelemiş oluyorsunuz?” (Hicr, 15/54) karşılığını vererek şaşkınlığını belirtmişti. Bunun üzerine melekler, bunun gerçek bir müjde olduğunu ve Allah’ın rahmetinden ümit kesmemesini söyleyince, Hz. İbrahim -aleyhisselâm- de Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmediğini ifade etmişti.

Mesaj:

  1. Allah’ın rahmetinden ancak sapkınlar ümit keser.
  2. Her şey Allah’ın kudretindedir. O dilerse her şey oluverir.

Kelime Dağarcığı:

Kânitîn: Ümitsizliğe kapılanlar.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Onlara İbrâhim’in gerçekte birer melek olan misâfirlerinden söz et:
  2. Bu misâfirler, İbrâhim’in yanına girip ona: “Sana selâm olsun!” demişlerdi. O da: “Doğrusu biz sizden korkuyoruz” diye cevap vermişti.
  3. Melekler: “Korkma! Biz elbette sana, derin bilgi sahibi bir oğlun olacağını müjdeliyoruz” dediler.
  4. İbrâhim: “Şu ihtiyarlık başıma gelip çökmüşken, bana müjde veriyorsunuz, öyle mi? O halde söyleyin bakalım, beni ne ile müjdeliyorsunuz?” dedi.
  5. “Sana kesinlikle olacak bir şeyi müjdeliyoruz. Sakın ümitsizliğe düşenlerden olma!” dediler.
  6. İbrâhim de: “Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini yitirir ki?” diye karşılık verdi.

Meleklerin genç delikanlılar sûretinde Hz. İbrâhim’e gelmeleri, İbrâhim (a.s.)’ın onlara kızartılmış buzağı ikram etmesi, buna el sürmemeleri ve sonrasında aralarında geçen konuşmalar Hûd sûresi 69-83. âyetlerde tafsilatlı olarak geçmişti. Burada Hicr sûresinin muhtevasına uygun olarak ve özellikle de Peygamberimiz (s.a.s.)’den melekleri getirmesini isteyen müşriklere cevap olmak üzere bahsi geçen kıssaya ana hatlarıyla tekrar yer verilir. Demek melekler boşuna gelmiyorlar. Allah’ın emriyle bir gerçeği bildirmek ve mutlaka olması gereken bir işi yapmak üzere geliyorlar. Görüldüğü üzere burada da melekler iki işle gelmişlerdir:

›  Hz. İbrâhim’i, büyüyünce derin bir âlim olacak bir oğulla yani İshâk ile müjdelemek.

›  Hz. Lût’un çok çirkin işlere dadanmış kâfir kavmini helak etmek.

O halde meleklerin inmesini isteyen müşrikler ve günahkârlar, indikleri zaman meleklerin kendilerine bu iki şıktan hangisiyle geleceklerini ve ne getireceklerini iyi düşünmelidirler.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ÜMİTSİZLİK YOKTUR

İslam’da Ümitsizlik Yoktur

KALBİMİ ÜMİTSİZLİKTEN KURTARIP ÜMİTLE MÂMÛR EDEN ZÂTI TESBÎH EDERİM

Kalbimi Ümitsizlikten Kurtarıp Ümitle Mâmûr Eden Zâtı Tesbîh Ederim

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.