Hidayet Dört Çeşittir

“Hidâyet” kavramı ne anlama geliyor? Allah’ın insana yönelik hidâyeti dört çeşittir. Bunlar şunlardır...

“Hidâyet” kavramı genel olarak “Hayırlı olan bir hedefe lütuf ile delâlette ve işarette bulunmak” anlamına geliyorsa da alay ve küçümseme kastıyla zaman zaman şerre iletmek mânasında da kullanılmıştır.

HİDÂYET DÖRT ÇEŞİTTİR

Allah’ın insana yönelik hidâyeti dört çeşittir:

  1. Akıl, zekâ ve zarurî bilgilerden ibaret olan hidâyet. Bu çeşit hidâyet, -dereceleri farklı olsa da- hemen her insana lütfedilmiştir. Nitekim: “Bizim Rabbimiz, her şeye hılkatini (varlık ve özelliğini) veren, sonra da doğru yolu gösterendir” (Tâhâ 20/50) âyetinde zikredilen hidâyet, bu nevi bir hidâyettir.
  2. Peygamberler ve kitaplar aracılığı ile yapılan ilâhi hidâyet. Şu âyet hidâyetin bu çeşidine bir örnektir: “Onların arasından, emrimizle doğru yola ileten rehberler, peygamberler tayin etmişizdir” (es-Secde 32/24).
  3. Hidâyete ermiş kimselere yönelik olan ve tevfîk adı verilen hidâyet. Şu âyetlerde zikredilen hidâyet de bu anlamdadır: “Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidâyetini artırır ve onlara takvâlarını verir (sakınmalarını sağlar)” (Muhammed 47/17); “Kim Allah’a inanırsa, Allah onun kalbini hidayette kılar” (et-Teğâbun 64/11); “Bizim uğrumuzda cihâd edenleri biz elbette kendi yollarımıza hidâyet ederiz” (el-Ankebût 29/69); “Allah, hidâyete ermiş olanların, hidâyetini artırır.” (Meryem 19/76)
  4. Ahirette, cennetlik olanları cennete ulaştırma anlamında olan hidâyet. Nitekim A‘râf sûresinin 43. âyetinde zikredilen hidâyet, bu çeşit bir hidâyettir: “(Cennette) onlar derler ki: Lütfedip bizi buraya getiren (hidâyet eden) Allah’a hamdolsun! Allah bize hidâyet etmemiş olsaydı, biz bunu bulamazdık.”

Bu dört çeşit hidâyet, yukarıda saydığımız sıra ile uyumlu bir derecelenmeyi de ifade etmektedir. Yani birinci tür hidâyet gerçekleşmeden ikincisi gerçekleşmez. Hatta böyle birisinden teklif (sorumluluk) bile düşer. Aynı şekilde ikinci nevi hidâyet tahakkuk etmeden üçüncü ve dördüncüler oluşmaz. Dördüncü çeşit olan hidâyet gerçekleşmiş ise diğerleri de gerçekleşmiş demektir. Bazen birincisi olur ikincisi ve üçüncüsü olmayabilir.”[1]

Dipnot:

[1] Müfredât, s. 538-541

Kaynak: Adem Ergül, Altınoluk Dergisi, Sayı: 462

İslam ve İhsan

ALLAH’IN HİDAYET VERMESİ İÇİN DUA

Allah’ın Hidayet Vermesi İçin Dua

İNSANLIĞA HİDÂYET REHBERİ OLACAK KİŞİLERDE İKİ VASIF

İnsanlığa Hidâyet Rehberi Olacak Kişilerde İki Vasıf

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.