"hidayetlere Vesile Olmak" İçin Klavuz Bir Eser
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin "Hidayetlere Vesile Olmak" adlı eseri Yüzakı Yayınları'ndan çıktı...
Osman Nûri Topbaş Hocaefendi'nin "Hidayetlere Vesile Olmak" adlı eseri “Devrin akışından mes’ûliyet duymadığım için, Cenâb-ı Hak beni hesaba çekerse, Rasûlullah Efendimiz, bana serzenişte bulunursa ben nasıl cevap veririm?” suâline cevap arayanlar için bir kılavuz niteliği taşıyor.
Bu risâle çapında eserde;
Başta Peygamber Efendimiz’in, ashâb-ı kirâmın, Hak dostlarının ve ecdâdımız Osmanlı’nın;
- Hidâyetlere vesile olma heyecanını,
- Emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker vazifesine gösterdikleri iştiyâkı,
- Devrin akışından duydukları mes’ûliyeti misallerle hatırlatıldı.
- Âhirzamanda, tebliğ vazifesini deruhte edecek bahtiyar ümmet için va‘dedilen müjdeler yer almakta.
- Bu vazifeler ihmâl edilecek olursa, ümmeti bekleyen tehlike ve veballer anlatılmakta...
Kitabın arka kapağında şu manidar ifadelere yer veriliyor:
Orhan Gazi, oğlu Murad’a şu vasiyette bulunmuştu:
“Osmanlı’ya iki kıta üzerinde hükümrân olmak yetmez! Zira i‘lâ-yı kelimetullah dâvâsı, iki kıtaya sığmayacak kadar büyük bir dâvâdır! (Sen onu dünyaya taşıracaksın!)”
Bunun üzerine Sultan Murad Avrupa’ya geçti, tâ Kosova’ya kadar ilerledi.
Birinci Murad Han; Bursa’nın o kadar güzellikleri, ferahlıkları varken niye rahatını bozdu da, tâ Kosova’ya kadar gitti? Hangi gaye için kendini kurbân etti?
Elbette hidâyetlere vesile ve Hakk’a râm olmak gayesiyle...
Murad Han, Kosova’yı fethettiğinde; Fatih Sultan Mehmed Han, Bosna’yı fethettiğinde; o beldelere, İslâm’ı yaşayan tertemiz Anadolu halkı yerleştirilmişti. Böylece nasipli Arnavut, Boşnak, Makedon ve benzeri Balkan milletleri, İslâm’ın güler yüzünü temâşâ edip, mü’min şahsiyetlere hayran olarak hidâyete kavuştular.
ESERİ TEMİN ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ....