Hırka-i Şerif Ziyarete Açıldı

Hz. Muhammed'in vasiyeti üzerine Veysel Karani'ye bırakılan önemli kutsal emanetlerden Hırka-i Şerif, ramazan dolayısıyla Fatih'teki Hırka-i Şerif Camisi'nde ziyarete açıldı.

Hırka-i Şerif'in, ramazanın ilk cuma günü ziyarete açılması vesilesiyle cami bahçesinde düzenlenen törene, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Davut Gül, Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan, Veysel Karani'nin 59. kuşaktan torunu Barış Samir ile ailesi ve protokol üyeleri katıldı.

Hırka-i Şerif Camisi İmam Hatibi Recep Köksal'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende konuşan Erbaş, Al-i İmran Suresi'nin 31. ayetini aktararak, Allah'ın insanları sevmesinin yolunun Hz. Muhammet'e itaatten geçtiğini dile getirdi.

yette de bunun ifade edildiğini aktaran Erbaş, "Bizim hem Allah'ı sevmemiz hem Peygamberimize itaat etmemiz, onu sevmemiz Kur'an'ın bir emridir. Bunu aklımızdan hiç çıkarmayalım. Peygamber Efendimiz olmasaydı biz İslam'ı nasıl öğrenecektik? Biz namaz kılmayı nasıl bilecektik? Oruç tutmayı nereden bilecektik?" diye sordu.

Erbaş, Hz. Muhammet'in Kur'an-ı Kerim'in yaşayan hali olduğunu belirterek, Kur'an'ı anlamalarını sağlayanın hadisler olduğunu söyledi.

İlk Kur'an-ı Kerim yorumcusunun Hz. Muhammet olduğuna değinen Erbaş, "O yüzden aziz kardeşlerim, işte Hırka-i Şerif, Peygamber Efendimizin hırkası, Peygamber Efendimizin o kutsal eşyaları, ayağının izi, ayak izi bile bizim için o kadar değerli ki." dedi.

Hırka-i Şerif’i bugüne kadar taşıyanlara, muhafaza edenlere teşekkür eden Erbaş, gençlere ve çocuklara peygamber sevgisinin aşılanması gerektiğini anlattı.

Hz. Muhammed'in Veda Hutbesi'nde Allah'ın kitabını ve sünnetini emanet bıraktığını vurgulayan Erbaş, "İşte biz o yoldayız. Peygamber Efendimizin bütün insanlığa, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için getirdiği Kur'an'ın yolundayız." diye konuştu.

"Nihai hedefimiz Kuran'ı yaşamaktır"

Erbaş, Kur'an-ı Kerim'in ramazan ayında indiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"Peygamber Efendimiz, Kur'an'ı 23 sene boyunca ne çileler çekerek bütün insanlığa ulaştırdı. Onun hatırına, Peygamber Efendimizin aşkına, Kur'an'ı okumasını bilmeyenler öğrensin. Öğrenenler okusun. Okuyanlar anlasın. Nihai hedefimiz Kuran'ı yaşamaktır. Cenabıhak, Peygamber Efendimize iyi bir ümmet olma noktasında hepimizi muvaffak eylesin. Peygamber Efendimizin kutsal emanetlerini kıyamete kadar taşımayı, muhafaza etmeyi, başta Kur'an'ı Kerim ve sünnet-i seniyyesi olmak üzere hepimize nasip eylesin."

Katılımcıların hep birlikte dua etmesinin ardından Hırka-i Şerif'i ziyarete açıldı.

Hırka-i Şerif'i görmek için cami bahçesinde vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Ziyaret sırasında bazı vatandaşlar duygusal anlar yaşadı.

Ziyaretçilerden Fatma Eskiyunus, Allah'ın buraya gelmeyi kendisine nasip ettiğini söyledi.

Gönül Yorulmaz, duygularının yüksek olduğunu kaydederek, dualarının kabul olmasını diledi.

Her yıl, Hırka-i Şerif'in ziyarete açıldığı ilk gün geldiğini anlatan Suzan Aracı, "İsterse 1000 kişi olsun. Bu sırayı bekler, girerim. Sabah 07.00'de, çok erken gelirim. Ramazan boyunca haftada 3 gün buradayım. Yarın yine eşimle beraber buradayım. O çalıştığı için bugün gelemedi." diye konuştu.

Ramazanda her gün ziyaret edilebilecek

Hırka-i Şerif, ramazan boyunca hafta içi saat 10.00-17.00, hafta sonu ise 09.00-17.30 arasında ziyaret edilebilecek.

Kutsal emanet, 5 Nisan'da idrak edilecek Kadir Gecesi'nde teravih namazının ardından saat 03.00'e kadar görülebilecek.

9 Nisan Salı'ya denk gelen arife günü, ikindi namazı sonrasında ziyaretler dualarla sonlanacak.

Engelli, hasta, yaşlı ve hamile olanlar, ziyaretlerini sıra beklemeden görevli refakatinde yapabilecek.

Hırka-i Şerif

Hz. Muhammed'in vasiyetiyle Veysel Karani'ye hediye edilen kutsal emanetlerden olan Hırka-i Şerif, 1851 yılından bu yana Fatih ilçesindeki adına yaptırılan Hırka-ı Şerif Camii'nde muhafaza ediliyor.

Hz. Muhammed'in emaneti Hırka-i Şerif, Veysel Karani'nin 58. ve 59'uncu kuşak torunları tarafından korunarak ziyarete açılıyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.