Hizmet Ehli "denge İnsanı" Olmalı
Her işte olduğu gibi hizmette de îtidâle riâyet etmek, son derece mühimdir. Kişinin, hizmet adına çoluk-çocuğunu, anne-babasını ve rızkını kazandığı işini bir kenara bırakıp ihmâl etmesi nasıl doğru değilse, bunları bahâne ederek hizmetten geri durması da aynı şekilde mahzurludur.
Allah Teâlâ, ümmet-i Muhammedi îtidâl üzere bulunmakla tavsif etmiş ve:
“Böylece sizi orta (îtidâl üzere, ifrat ve tefritten uzak, âdil) bir ümmet kıldık…” buyurmuştur. (el-Bakara, 143)
Fahr-i Kâinât Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:
“İşlerin hayırlısı, (ifrat ve tefrite düşmeden) îtidâl üzere olandır.” (Beyhakî, Şuab, V, 261) buyurmak sûretiyle, ümmetine her hususta nasıl davranmaları gerektiğini gösteren bir ölçü sunmuştur.
Dünyevî ve uhrevî her işte dengeyi muhâfaza etmek, dînimizin koyduğu mühim bir ölçüdür. Buna riâyet edildiği takdirde gerek ferdî ve gerekse ictimâî huzur, sükûn, âhenk ve intizâmın gerçekleşeceği muhakkaktır.
HİZMET EHLİ DENGE İNSANI OLMALI
Bu bakımdan hizmet ehli, bir denge insanı olmalıdır. Meselâ bir vâiz efendi, ezan ile birlikte vaazını bitirmelidir. Bütün cemaatin hissiyâtını dikkate alarak onların ibadet huzûrunu ihlâl etmemelidir. Zira vakti dar olan kimselerin, bilhassa memur kardeşlerinin durumlarını göz önünde bulundurmalıdır.
Bu itibarla hizmet insanı, engin görüşlü ve firâsetli olmalı, gönlü ve aklı basîret nûruyla aydınlanmalıdır. Muhabbetinde ve buğzunda, iltifatında ve tenkidinde, medhinde ve zemminde ölçüyü kaçırmamalı, orta bir yol üzere bulunmalıdır. Lâubâliliğe varmayan bir samimiyet ve kibre düşmeyen bir vakar sahibi olmalı, mütevâzı olmakla beraber, zillet çukuruna da düşmemelidir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları