Hizmetin Birinci Düsturu!

Hizmet

Hiz­met­te mu­vaf­fak ola­bil­mek için; ilim, ir­fan, li­yâ­kat, va­kar, hâlis bir niyet, sağ­lam bir ka­rak­ter ve şah­si­yet sahi­bi ol­mak za­rû­rî­dir. Bu­nun zıd­dı­na, sami­miyetsiz ve gâ­fi­lâ­ne ya­pı­lan hiz­met­ler­den de ha­yır­lı ve be­re­ket­li bir ne­ti­ce beklemek beyhûdedir.

Hizmet insanı, kendinde üstünlük vehmeden bir kâbus olmamalı­dır. Bi­lâ­kis rûh­la­rın se­lâ­me­ti yo­lun­da yal­nız kib­ri­ni, ser­ve­ti­ni, şöh­re­ti­ni de­ğil, bü­tün va­rı­nı har­ca­ma­ya ha­zır, son derece mütevâzı ve fe­dâ­kâr bir mü’min ol­ma­lı­dır. Çünkü ger­çek bir hiz­met in­sa­nı, her se­fâ­let ve mâtemin civârında, yalnızların başucunda bulunmayı şiâr edinmiştir. O her sahada vazifelerini muhabbetle yapmasını bilen, ümit ve îman kaynağı bir gönül insanıdır.

Hizmet ehli, her şeyden önce hizmetin kendisi için büyük bir nîmet ve lûtuf ol­du­ğu­nu dü­şün­me­li ve bu­nu hiz­me­tin bi­rin­ci düsturu ka­bul et­me­li­dir. Ayrıca nîmetin de­va­mı­nın şü­kür­le kā­im ol­du­ğu­nu id­râk ede­rek, Rabbi­ne kar­şı hamdini ve şü­krünü artırma gayreti içe­ri­sin­de bu­lun­ma­lı­dır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hizmet, Erkam Yayınları