![](https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/02/hubb-i-riyaset-bas-olma-sevdasi-198374.jpg)
Hubb-i Riyâset: Baş Olma Sevdası
Hubb-i riyâset nedir? Hubb-i riyâset (makam sevgisi ve baş olma sevdâsı) vasfı ne kadar helâk edici olabilir?
İnsanoğlu, imtihana tâbî tutulmak üzere dünyaya gönderilmiştir. Bu imtihan sırrından dolayı, Allâh’ın emirlerine veya nefsinin arzularına tâbî olma arasında hür bırakılmıştır. Bu sebeple insanın iç âlemi, kendisinde gizli olan ulvî ve süflî duyguların mücâdele sahası hâlindedir.
HUBB-İ RİYASET: BAŞ OLMA SEVDASI
İnsanın gerçek huzur ve saâdeti, ruhlara ezâ veren pürüzleri bertaraf edip ulvî duygularla donanmaya gayret etmek ve îman şerefine mütenâsip bir hayat yaşamakla mümkündür. Bunun için de, ebedî saâdeti gölgeleyen ve ruhları zehirleyen nefsânî sıfatlardan arınmak şarttır. Bunlar içinde ilk olarak ifâde edilmesi gereken; hubb-i riyâset, yani baş olma sevdâsı, makam ve şöhret ihtirâsıdır.
Mânevî bakımdan terakkî kaydetmek, nefsânî arzuların tasfiyesi ile gerçekleşir. Fakat böyle bir tasfiyede insanı en son ve en zor terk eden nefsânî arzu; “makam sevgisi ve baş olma sevdâsı”dır. Zira bu çirkin hâl; ucub, kibir, tamah ve hırs gibi pek çok kötü sıfata kaynaklık eden en köklü nefsânî temâyüldür. Bundan dolayı onun gönülden sökülüp atılması pek güçtür ve bu yüzden mânevî terbiyede onun tasfiyesi en sona kalır.
MAKAM VE MEVKİ SEVGİSİ
Servet, şöhret ve makâma düşkün olan ve bunları elde edebilmek için her çâreye başvurmayı göze alan bir insanın, mânevî ve ahlâkî ölçüleri de tanımayacağı muhakkaktır. Makam hırsıyla gözü dönen bir kimse, yırtıcı bir hayvandan daha zararlı hâle gelebilir. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, insandaki bu vasfın ne kadar helâk edici olduğunu şöyle beyan buyurur:
“Mala ve mevkiye düşkün bir adamın dînine verdiği zarar, bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarardan daha büyüktür.” (Tirmizî, Zühd, 43/2376)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR