Hubb Ne Demek?

Hubb ne demektir? Kısaca anlamı nedir?

Sözlükte "sevmek, beğenmek, rağbet etmek, istemek, meyletmek, hoşlanmak ve tercih etmek" anlamlarına gelir. Sevgi iradeden daha geneldir. Her sevgi iradedir, ancak her irade sevgi değildir. Canlı, anlayışlı ve bilgili varlıkların bir özelliği olan sevgi, kalp ve duyu organlarının zevk aldığı ve hoşlandığı şeylere meyletmesidir. Sevgi, bilgiye ve tanımaya bağlıdır. İnsan bilmediği, tanımadığı, görmediği, anlamadığı ve duymadığı şeyleri sevemez.

Kur'ân'da sevgi; hubb, mehabbet, vüdd ve meveddet kelimeleri ile ifade edilmiştir. Kur'ân ve hadislerde Allah'ı (Bakara, 2/165), Peygamberi (Buhârî, Îmân, 8. I,9), aile fertlerini (Ahmed, III,128), mü'minleri (Müslim, Îmân, 93. V, 74), insanları (Tirmizî, Zühd, 2. IV,551), imânı (Hucurât, 49/7), dünya ve âhiret nimetlerini (Âl-i İmrân, 3/92), yardım görmeyi (Sâf, 61/13), bağışlanmayı (Nûr, 24/22), hayırlı şeyleri (Bakara, 2/216) sevmek övülmüş ve teşvik edilmiş; Allah'tan başka tapılanları (Bakara, 2/165), âhireti unutup sadece dünyayı, (Kıyamet, 75/20; İbrahim, 14/2-3) küfrü, (Tevbe, 9/23) toplumda kötülüklerin yayılmasını, (Nûr, 24/19) hak etmediği şeylerle övülmeyi, (Âl-i İmrân, 3/188) hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayı, (Bakara, 2/96. Tirmizî, Zühd, 28. IV,570) Allah ve mü'minlerin düşmanlarını (Mümtehine, 60/1)... sevmek yerilmiştir. Sevginin zıddı, kızmak, nefret etmek, kin tutmak, hoşlanmamak ve düşmanlık beslemektir.

Kur'ân'da özellikle Allah sevgisine ve Allah'ın sevdiği insanların niteliklerine sıkça vurgu yapılmıştır. Allah sevgisinin iki boyutu vardır. Biri Allah'ı sevmek, diğeri Allah'ın insanları sevmesidir. İnsanların, en çok Allah'ı sevmeleri gerekir. Çünkü insanı yaratan, yaşatan ve rızık veren O'dur. Allah'ı sevmek, O'na îmân etmenin gereğidir. (Buhârî, Îman, 1) Kur'ân'da îmân eden kimselerin en çok Allah'ı sevdikleri bildirilmiştir. (Bakara, 2/165)

Kaynak: Diyanet

İslam ve İhsan

SEVGİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Sevgi ile İlgili Hadisler

SEVGİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Sevgi İle İlgili Hadisler

ALLAH İÇİN SEVMEK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Allah İçin Sevmek İle İlgili Ayet ve Hadisler

SEVGİ ŞİFADIR

Sevgi Şifadır

PEYGAMBER SEVGİSİ İLE İLGİLİ HADİSLER

Peygamber Sevgisi İle İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.