Hûd Suresi 84. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hûd Suresi 84. ayeti ne anlatıyor? Hûd Suresi 84. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Hûd Suresi 84. Ayetinin Arapçası:
وَاِلٰى مَدْيَنَ اَخَاهُمْ شُعَيْبًاۜ قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللّٰهَ مَا لَكُمْ مِنْ اِلٰهٍ غَيْرُهُۜ وَلَا تَنْقُصُوا الْمِكْيَالَ وَالْم۪يزَانَ اِنّ۪ٓي اَرٰيكُمْ بِخَيْرٍ وَاِنّ۪ٓي اَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُح۪يطٍ
Hûd Suresi 84. Ayetinin Meali (Anlamı):
Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı peygamber gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin için O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın. Ben sizin helâl yoldan kazanmadığınız bol nimetler içinde yaşadığınızı görüyorum. Böyle giderse, hepinizi azabıyla çepeçevre kuşatacak bir günün gelivermesinden sizin adınıza korkuyorum.”
Hûd Suresi 84. Ayetinin Tefsiri:
Hz.
Şuayb da diğer peygamberler gibi kavmini öncelikle tevhide davet etti. Medyen
halkı daha çok ticaretle meşgul olur, ölçü ve tartıda haksızlık yaparlardı.
Rivayete göre bunların biri diğerinden daha büyük olmak üzere iki ölçü, iki de
tartı birimi vardı. Başkalarından bir şey alırken büyük ölçekle tam olarak
tartmalarını isterler, kendileri başkalarına bir şey tarttıkların da ise küçük
ölçeği kullanarak eksik tartarlardı. Şuayb (a.s.) onları bu günahtan
sakındırdı. Ölçü ve tartıda noksanlık yapmamalarını istedi. Aslında buna
ihtiyaçları da yoktu. Çünkü nimet ve bolluk içinde yaşıyorlardı. Bolluk içinde
olmanın gereği haksızlık yapmak değil, insanların haklarını gözetmek, halkın
yararına hizmet etmek ve Allah’a şükretmekti. Böyle davranmayıp, aksine ölçü ve
tartıda noksanlık yapmak, hem elde olan nimetlerin hebâ olmasına sebep olacak,
hem de herkesi kuşatacak büyük bir azabın gelmesini hızlandıracaktı. İşte Hz.
Şuayb, kavminin böyle topyekün helâke uğramasından korktuğu için onlara nasihat
etti; ölçü ve tartıyı adâletle, tam olarak yerine getirmelerini, insanlara
haksızlık yapmamalarını, onların mallarının değerini düşürmemelerini ve
yeryüzünde fesat çıkararak kötülük yapmamalarını öğütledi. Eğer gerçekten
mü’min iseler Allah’ın bakiyyesinin; yani Allah’ın helâlinden onlara nasip
edeceği o temiz ve helâl kazancın kendileri için daha hayırlı olduğunu bildirdi.
Eğer nasihatlerini dinleyip günahtan vazgeçmezlerse, üzerlerine bir bekçi
olmadığını, vazifesinin sadece tebliğ olduğunu hatırlattı.
Alış-veriş
yaparken hile ve laf kalabalığı ile malı câzip göstermek yanlış bir
davranıştır. Çünkü böyle yapmakla Allah’ın o kimse için takdir ettiği rızık
artmayacağı gibi, aksine rızkın bereketi de gider. Bu şekilde haksız yollarla
mal biriktirenlerin malını Allah bir anda tamamen yok eder ve sahibine de malın
her bir zerresinin mesuliyeti kalır. Şu hâdise buna ne güzel misaldir: Fazla
gözüksün diye süte su katan bir adamın bütün inekleri bir sel felâketine maruz
kalarak telef olup gider. Firâset sahibi küçük kızı, gaflet içindeki babasına:
“Babacığım süte kattığın sular birikti birikti, sonunda inekleri telef etti”
der.
Azgın kavmin Hz. Şuayb’ın nasihatlerine kulak
verecek halleri yoktu:
Hûd Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hûd Suresi 84. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR