Hud Suresinin 123. Ayeti Ne Anlatıyor?

Hud suresinin 123. ayetinde ne anlatılmak isteniyor? İmanın göstergesinin ne olduğunu bildiren âyet; Hud suresinin 123. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Kur’an’da şöyle buyrulur:

وَلِلّٰهِ غَيْبُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاِلَيْهِ يُرْجَعُ الْاَمْرُ كُلُّهُ فَاعْبُدْهُ وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِۜ وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

Göklerin ve yerin gaybı yalnız Allah’a aittir. Her iş O’na döndürülür. Öyleyse O’na kulluk et ve O’na güvenip dayan! Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. (Hûd, 11/123)

İMANIN GÖSTERGESİ

Bilgi:

Allah -celle celâlühû-, önceki ayetlerde peygamberlerin, helak olan kavimleriyle mücadelelerini aktarmıştı. Böylece müşriklerle mücadele hâlinde olan Resûlullah’ı ve ashabını teselli ederek onların kalbini takviye etmişti. Ardından Yüce Allah, Peygamberin müşriklere, “Elinizden geleni yapın, biz de gerekeni yapmaktayız, bekleyin biz de beklemedeyiz.” diyerek meydan okumasını istemişti. Teselli ve meydan okumadan sonra bu ayette Resûlullah’ın şahsında ashab-ı kirama ve biz müminlere imanın gereği hatırlatılmıştır: Yalnızca Allah’a ibadet etmek ve O’na güvenip dayanmak.

Mesaj:

  1. Kulluk vazifesi yerine getirilmeden yapılan tevekkül, eksiktir.
  2. Allah’a iman eden kimse yalnız değildir.

Kelime Dağarcığı:

Gayb: Beş duyumuzla algılanamayan, gizli olan.

Gâfil: Maddî ve manevî menfaatlerinden habersiz olan.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Gökler ve yer neyi barındırıyor, gelecek adına ne saklıyorsa hepsini bilen ve hâkimiyeti altında tutan ancak Allah’tır. Bütün işler neticede O’na varır ve O neye hükmederse o olur. Öyleyse yalnız O’na kulluk et ve yalnız O’na güvenip dayan. Unutma ki Rabbin, işleyip durduklarınızdan asla habersiz değildir.

Göklerde ve yerde bulunan bütün gizlilikler, geleceğe ait bütün sırlar Allah’a aittir. Onların hepsini en iyi şekilde sadece Allah Teâlâ bilir. Çünkü bu gizlilikleri yaratan, bilen, bildiren, zamanı geldiğinde açığa çıkaran O’dur. Dolayısıyla O’na herhangi bir şeyin gizli kalması mümkün değildir. O halde kulluk edilmeye ve güvenilip dayanılmaya lâyık tek ilâh da yalnız O’dur. Bu sebeple yalnız O’na kulluk etmek ve sadece O’na güvenip dayanmak lâzımdır.

Âyette önce “kulluk” sonra “tevekkül” emredilmiştir. Bunda iki hususa işaret edildiği söylenebilir:

›  Kulluk etmeden yapılacak tevekkülün kayda değer bir faydası olmaz.

›  Kulluk ancak tevekkül ile yani Allah’a güvenip dayanmakla kemâle erer.

Buna göre kul başarıya erebilmek için elinden geleni yapacak, bütün gücüyle çalışacak; fakat bunu yaparken Allah’a sığınıp, yardım dilenip başarıyı yalnızca O’ndan bekleyecektir. İşte bu hal, nihâyetsiz kuvvet ve kudret sahibi, her şeyi hakkiyle bilen ve kullarının yaptıklarından bir an bile gâfil olmayan Cenâb-ı Hakk’a kâmil mânada imanın açık bir tezâhürüdür.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

İMANIN SAHİH VE MAKBUL OLMASININ 3 ŞARTI

İmanın Sahih ve Makbul Olmasının 3 Şartı

ŞU ÜÇ ŞEY İMANIN ALÂMETLERİNDENDİR

Şu Üç Şey İmanın Alâmetlerindendir

İMAN NEDİR? İMANIN TANIMI VE KAPSAMI

İman Nedir? İmanın Tanımı ve Kapsamı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.