Hüdayi Vakfı, Deprem Bölgesine Yardımları Güvenle Ulaştırıyor

Son 100 yılın en büyük afetinde Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, deprem bölgesine yardımları güvenle ulaştırıyor.

Asrın felaketinde Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, AFAD koordinasyonu ile depremzede kardeşlerimize yardımları güvenle ulaştırıyor.

100 yılın afeti olarak tanımlanan Kahramanmaraş merkezli depremler 10 şehirde büyük bir tahribata, onlarca can kaybına neden oldu. Akabinde AFAD koordinasyonu ile bütün kamu kurum ve kuruluşları, STK’ler, vatandaşlarımız, yurt dışındaki soydaşlarımız ve birçok yabancı ülke seferber oldu.

HÜDAYİ VAKFI DEPREM BÖLGESİ ÇALIŞMALARI

Türkiye’nin önde gelen STK’lerinden Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı da deprem bölgesine yardımları ulaştırmak için ilk andan itibaren çalışmalara başladı.

Hüdayi Vakfı Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman, Malatya ve Osmaniye’deki depremzede kardeşlerimize onlarca tır battaniye, su, gıda, kuru gıda, ekmek, soba, kömür, un, hijyen ve muhtelif ihtiyaç maddeleri ulaştırdı.

Ayrıca Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya’da konuşlu aşevleri ve yüzlerce gönüllüsü ile depremzede kardeşlerimize hizmet veriyor.

“Deprem bölgesine nasıl yardım edebilirim?” diyen koca yürekli milletimiz, “Küçük büyük her ne verirseniz, Allah onu kesinlikle bilir” (Al-i İmran, 92. Ayet) şuuruyla imkanı neye elveriyorsa depremzede kardeşlerimize destek olabilir. Bu zor günlerde kardeşlerimizin yaralarını bir nebze de olsa hafifletebilir.

Haydi Türkiye’m gün dayanışma günü, gün dayanışma vakti!

DEPREMZEDE KARDEŞLERİMİZE DESTEK OLMAK İÇİN

AFET yaz 4832’ye SMS gönder 25₺ bağışla.

Hesap numaralarımız için tıklayınız…

Online bağış için tıklayınız…

İslam ve İhsan

HÜDAYİ VAKFI DEPREM BÖLGESİ AŞEVİ VE YARDIM MERKEZLERİ

Hüdayi Vakfı Deprem Bölgesi Aşevi ve Yardım Merkezleri

HÜDAYİ VAKFI DEPREM BÖLGESİ ÇALIŞMALARI

Hüdayi Vakfı Deprem Bölgesi Çalışmaları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.