"hüdayi'nin Ziyafet Sofrası" Oyunu Sahnelendi

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin “Hüdayi’nin Ziyafet Sofrası” isimli eserinden aynı adla tiyatroya uyarlanan oyun, Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde sahnelendi.

Lider Eğitim Kültür ve Sanat Gençlik Kulübü Derneği ile Erkam Radyo tarafından organize edilen ve Tiyatro Külliyen Grubu tarafından sahnelenen oyuna izleyicilerin yoğun ilgisi vardı. Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin “Hüdayi’nin Ziyafet Sofrası” isimli eserinden tiyatroya uyarlanan oyun izleyicileri güldürürken düşündürdü, düşündürürken de zaman zaman ağlattı. İzleyiciler 90 dakika süren tek perdelik tiyatro oyununu sık sık alkışlayarak beğenilerini ifade ettiler.

hudayi8

Üsküdar’da soğuk bir kış gününde yolu Hüdayi dergâhına düşen iki sarhoşun hikâyesini anlatan oyun yaşadığımız hayata dair de pek çok sorunun cevabını izleyiciye veriyor.

Ahmet Kemal ve Mehmet Kemal karakterlerinin karınlarını doyurmak için geldikleri dergâhta yaşadıklarını konu alan oyun, manevi bir hayatla tanışan bu ikilinin yeni tanıştıkları bu hayatı algılamaya çalışmalarını komik bir dille anlatıyor.

Osman Doğan’ın yönetiminde sahneye taşınan oyunda, Kayhan Binnetoğlu, Osman Doğan, Erdal Hedef, Mehmet Kavalalı, Uğur Karasakal, Fesih ve Ahmet Aytaç’ın oyunculuğu izleyenler tarafından beğeni topluyor.

hudayi4

OYUN BİZİ HEM GÜLDÜRDÜ HEM DÜŞÜNDÜRDÜ

Tiyatroya katılan öğrencilerden Mehmet Nurullah Sağlam, “Bu tiyatro oyununu izlerken çok keyifli vakit geçirdim. Oyun bizi hem güldürdü hem de düşündürdü. İzlediğim bu oyundan şunu anladım; insanları dış görünüşlerinden dolayı yargılamamalıyız. Herkesin bir hikayesi var ve bizden herhangi bir konuda yardım isteyen herkese elimizden geldiğince yardım etmeye çalışmalıyız. Ayrıca böyle güzel mesajlar içeren bir oyunu komedi türüne çeviren ve bizi oldukça güldüren oyunculara da çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuşarak duygularını ifade etti.

Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kültür ve Kongre Merkezi’nde sahnelenen oyuna katılan izleyiciler salona sığmadı. Oyun sonunda yönetmen Osman Doğan salonu dolduran izleyicilere katılımlarından dolayı teşekkür etti.

hudayi2

hudayi7

hudayi5

hudayi6

hudayi10

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.