Hudeybiye Antlaşması ile İlgili Hadisler
Hudeybiye Antlaşması ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) Hudeybiye Antlaşması hakkındaki bazı hadisleri.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin Hudeybiye Antlaşması ile ilgili bazı hadis-i şerifleri.
Misver bin Mahreme ve Mervân bin Hakem (radıyallahu anh) —her biri arkadaşının sözlerini doğrulayarak— şunları anlatmıştır:
(Allah Resûlü ve beraberindekiler, umre niyetiyle Mekke’ye doğru giderlerken, Hudeybiye mevkiine geldiklerinde Hz. Peygamber’in devesi Kasvâ çöktü ve insanlar,
“Kasvâ çöktü, yerinden kalkmıyor.” dediler. Bunun üzerine) Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Hayır, Kasvâ çökmedi. Onun böyle bir huyu yoktur. Ancak vaktiyle (Ebrehe’nin) fili(ni Mekke’ye bırakmayıp) durduran Allah, şimdi de Kasvâ’yı (şehre girmekten) alıkoydu. Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin olsun ki (Kureyşliler) benden Allah’ın mübarek kıldığı şeyleri yüceltecek ne kadar müşkül istekte bulunurlarsa onu onlara vereceğim.” (Buhârî, Şurût, 15)
***
Câbir bin Abdullah (radıyallahu anh) diyor ki:
“Biz Hudeybiye günü bin dört yüz kişi idik. Peygamber bizim için, ‘Bugün siz yeryüzü halkının en hayırlısısınız!’ buyurdu.” (Müslim, İmâre, 71)
***
Misver bin Mahreme ve Mervân bin Hakem (radıyallahu anh) —her biri arkadaşının sözlerini doğrulayarak— şunları anlatmıştır:
(Hudeybiye sürecinde Kureyş ile Hz. Peygamber arasında haber taşıyan Büdeyl bin Verkâ, Kureyşlilerin Müslümanlara karşı savaşa hazırlandıklarını haber vermişti.) Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurdu:
“Biz kimse ile savaşmak için gelmedik. Yalnızca umre yapmak niyetiyle geldik... Eğer Kureyş arzu ederse ben onlarla aramızda (barış için) bir müddet tayin ederim... Fakat (böyle bir antlaşmayı) kabul etmez (savaşta ısrar eder)lerse bu canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki bu dinim uğrunda başım vücudumdan ayrılıncaya kadar onlarla savaşırım. Muhakkaktır ki Allah emrini gerçekleştirecektir.” (Buhârî, Şurût, 15)
***
Ebû Vâil (radıyallahu anh) anlatıyor:
(Hudeybiye Antlaşması imzalandıktan sonra) Ömer bin Hattâb geldi ve Resûlullah’ın yanına giderek,
“Ey Allah’ın Resûlü, biz hak üzereyiz, onlar da bâtıl üzere değil mi?” dedi. Resûlullah
“Evet.” buyurdu. Sonra Hz. Ömer,
“Bizim ölenlerimiz cennette onların ölenleri ise cehennemde değil mi?” diye sordu. Resûlullah yine
“Evet.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer,
“Öyleyse neden dinimiz hususunda bu âcizliği gösteriyoruz da Allah henüz onlarla bizim aramızda bir hüküm vermeden geri dönüyoruz?” dedi. Resûlullah şöyle cevap verdi:
“Ey Hattâb’ın oğlu! Ben gerçekten Allah’ın Resûlü’yüm! Allah ebediyen beni(m emeğimi) boşa çıkarmaz.” Sonrasında Resûlullah’a Fetih sûresi nâzil oldu. Allah Resûlü hemen Hz. Ömer’e birini gönderip sûreyi ona okuttu. Bunun üzerine Hz. Ömer, “Yâ Resûlallah! Bu (Hudeybiye Antlaşması gerçekten bir) fetih midir?” diye sordu. Hz. Peygamber de,
“Evet.” cevabını verdi. Artık Ömer’in gönlü oldu ve döndü. (Müslim, Cihâd ve siyer, 94)
YORUMLAR