Hümeze Suresi 8. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hümeze Suresi 8. ayeti ne anlatıyor? Hümeze Suresi 8. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Hümeze Suresi 8. Ayetinin Arapçası:
اِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُؤْصَدَةٌۙ
Hümeze Suresi 8. Ayetinin Meali (Anlamı):
Bu ateş, bir daha asla çıkamayacakları halde onların üzerine kapatılıp kilitlenecek,
Hümeze Suresi 8. Ayetinin Tefsiri:
Allah’a
kulluğu bırakıp malına tapan, diliyle ve kaş göz işaretleriyle insanları
yaralayan o bedbahtlar, öte dünyada اَلْحُطَمَةُ
(Hutame)ye atılacaklardır. Hutame, cehennemin bir ismidir. “Kırıp geçiren,
parçalayan” demektir. Çünkü cehennem, içine atılanları yakmakta, kırıp
parçalamaktadır. Burada cehenneme “hutame” denmesinde şöyle bir incelik vardır:
“Hutame”, hümeze ve lümeze vezinlerine uygundur. Hümeze, lümeze, söz ve
davranışlarıyla insanların onurlarını kıran, şeref ve haysiyetlerini inciten,
mahveden insandır. Bu davranışlarına tam uygun bir ceza olarak onlar, içine
düşenleri çatır çatır kıracak ve mahvedecek olan “hutame”ye atılmaktadırlar.
Yine bu “hutame” isminde, cehenneme atılanların, ateş içinde yandıkça çatır
çatır kırılan odunlar gibi olacaklarına da işaret vardır. Burada hümeze ve
lümeze takımına âdeta şöyle denilmektedir: “Ey başkasının şahsiyetini, şeref ve
haysiyetini kıran, taşlayan, ayıplayan ahmak! Önünde seni de böyle kırıp
parçalayacak Hutame vardır.”
Onların
Hutame’ye atlışları لَيُنْبَذَنَّ (le yünbezenne)
fiiliyle haber verilir. اَلنَّبْذُ
(nebez), bir şeyi hiç değer vermeden, kıymetsiz ve hakir görerek atmak mânasına
gelir. Bu dünyada zenginliği sebebiyle kendini değerli sanan o kişi kıyamet
günü hakir biri olarak cehenneme atılacaktır. Burada Hutame, Allah Teâlâ’ya
izâfe edilerek نَارُ اللّٰهِ (nârullâh) yâni
“Allah’ın ateşi” olarak tarif edilir. Kur’ân-ı Kerîm’de sadece burada böyle bir
ifade geçmektedir. Bunun hikmeti, sadece o ateşin dehşetini ve korkunçluğunu
anlatmak için değil, aynı zamanda dünyada mal varlığı sebebiyle gurura kapılıp
böbürlenenlerin Cenâb-ı Hak katında ne kadar nefretle karşılandıklarını
belirtmek içindir. Allah Teâlâ, o gibileri yakacak olan bu ateşe mahsus olmak
üzere onu kendine nispet etmiştir.
Hutâme’nin
ateşi ta gönüllere kadar yükselecek ve onları yakacaktır. Bu ifade iki incelik
taşır. Birincisi; gönül bedenin en nazik yeridir, en çok acıyı o duyar. En
küçük acıyı bile hisseder. Ateşin oraya ulaşması, cehennemde yananların ne
kadar dehşetli bir acı duyacaklarını ifade eder. İkincisi; gönül düşüncelerin mahallidir.
İşte ateş, o kötü niyetleri, düşünceleri, bâtıl itikatları taşıyan gönülleri
saracak ve bu kötü düşünceleri sebebiyle onları yakıp kavuracaktır.
Vasıfları
anlatılan suçlular, cehenneme atılacak, cehennem üstlerine kapatılacaktır.
Onlar için, değil kapı veya pencere, bir delik bile olmayacaktır. Üzerlerine
yüksek sütunlar dikilecektir. Yahut, bu suçlular, yüksek sütunlar ile
bağlanacaklardır. Yahut ateşin alevi uzun sütunlar şeklinde yükselecektir. Hâsılı
onlar azap üstüne azaba, ceza üstüne cezaya uğratılacaklardır. Rabbimiz bütün
kullarını azabından, cehenneminden muhafaza buyursun! Amin!...
Âhireti
unutup maddeye taparak insanların maddi manevî haklarına tecavüz eden
kâfirlerin daha ziyade âhirette karşılaşacakları kötü akıbeti haber veren
Hümeze sûresini, böyle zalimlere Cenâb-ı Hakk’ın dünyada bile hadlerini
bildireceğini hatırlatan Fîl sûresi takip edecektir:
Hümeze Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hümeze Suresi 8. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR