Hünkâr Beğendi Nasıl Yapılır?

Hünkâr Beğendi, halk arasında "Beğendi" olarak da bilinen közlenmiş patlıcan, un, yağ, süt, tuz ve rendelenmiş kaşar peyniriyle yapılan patlıcan ezmesinin kuzu etiyle servis edildiği bir yemektir.

Yemeğin hikâyesi şöyledir:

"1867 yılında Fransa’'yı ziyaret eden Sultan Abdülaziz, imparator ve eşini İstanbul'a davet eder. Devlet işlerinin yoğunluğu nedeniyle İmparator III. Napolyon gelemez ve dâvete yalnızca imparatoriçe icabet eder. İstanbul'’a gelirken, yanında ahçısını da getirir ve Beylerbeyi sarayında misafir edilir. Sarayın mutfağında Türk ahçılarla birlikte yemek yapan Fransız ahçı bir gün “beşamel” sosu hazırlar. Bu yeni sos, o sırada hemen yanında patlıcanı közleyen, ezerek patlıcan salatası hazırlayan Türk ahçının ilgisini çeker. Hazırladığı “beşamel” sosa közleyip ezdiği patlıcanları ekler. Tadına bakar, beğenir, bu yemeği kuzu etinin yanında hünkâra sunmaya karar verir. Padişah yeni yemeği pek beğenir. O günden sonra bu yemeğin adı “Hünkâr Beğendi” olacaktır."

İşte Hünkâr Beğendi'nin tarifi...

Malzemeler:

Tas kebabı için,

500 gr. kemiksiz kuşbaşı doğranmış kuzu but eti

1 adet beyaz soğan

2 çorba kaşığı tereyağ ( yaklaşık 50 gr)

1 diş sarımsak

2 adet domates

1 adet dolmalık biber

1 tatli kaşığı domates salçası

1,5 bardak su

1 çay kaşığı tuz

1 tutam karabiber

Beğendi için,

3-4 adet Bostan patlıcanı

75 gr tereyağ

2 corba kaşığı tepeleme un

1,5 bardak kadar ılık süt

1 tutam tuz

1 avuc rende taze kaşar

1 tutam rende Muskat

Tas kebabı

Hazırlanışı:

Soğanları ufak yemeklik doğrayın ve tereyağında öldürünceye kadar döndürün. Etleri ilave edin, orta ateşte önce suyunu bırakıp tekrar çekene kadar pişirin. önce ince kıyılmış sarımsakları sonra biberi irice doğrayıp tencereye ekleyin. Domateslerin kabuklarını soyun, çekirdeklerini çıkartıp küp küp doğrayın, ve suyunu çeken ete ekleyin. Domates salçası, tuz karabiber ve suyunu da ekleyin, iyice karıştırıp kaynadıktan sonra altını kısın ve tencerenin kapağını kapatıp 1 saat kadar pişirin.

Beğendi

Tencerede tereyağını eritin, unu ekleyip ağır ateşte altın rengine dönene kadar karıştırın ve ateşten alın. Patlıcanları kürdan ile delin ve direk ateş üzerinde pişirin. Dışı iyice pişen patlıcanları alıp bıçakla kabuklarından ve sapından ayırıp tenceredeki unlu karışıma atın. Tencereyi tekrar ağır ateş üzerine alın, karışımı ezerek hepsini birbirine iyice yedirin,kaşarları ekleyin. Tencereyi ateşten alın, tuzu rende muskatı ve ılık sütü ekleyin, karıştırıp kenarda patlıcanın sütü çekmesi için dinlenmeye bırakın.

Afiyet olsun.

Kaynak: Arda'nın Mutfağı

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.