Hz. Adem’in (a.s.) Kur’an’da Geçen Duası

DUALAR ve ZİKİRLER

İlk insan, ilk peygamber ve ilk mürşid-i kâmil: Hz. Adem’in (a.s.) Kur’an’da geçen (tövbe) duasının Arapçası, okunuşu ve anlamı.

Âdem Âleyhisselam ve eşi Havva validemiz yasak ağaca yaklaşıp Allah’ın yasağını çiğnedikleri vakit yaptıkları hatanın hemen farkına vardılar. Allah’a yönelip tevbe ve istiğfar ettiler. Hemen niyâza durdular.

HZ. ÂDEM’İN (A.S.) DUÂSI

Araf Suresi 23. Ayet Arapça

رَبَّـنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ

Araf Suresi 23. Ayet Okunuşu

(Âdem ile eşi) dediler ki: "...Rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne)."

Araf Suresi 23. Ayet Anlamı

“...Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (A’râf Sûresi, 23)

Araf Suresi 23. Ayet Tefsiri

Âdem Âleyhisselam ve eşi, yaptıkları hatanın hemen farkında olup Allah’a bu şekilde tevbe ve istiğfar ettiler. Tevâzu ve mahviyete büründüler. Günahlarını itiraf edip gözyaşı döktüler. İlâhî dergâhın kapısında af ümidi içinde inlediler. Bakara sûresi 37. âyetteki “Âdem Rabbinden bir takım kelimeler aldı” ifadesiyle işaret edilen sözler, bu âyette haber verilen sözlerdir. Cenâb-ı Hakk’ın sorduğu suallere karşı İblîs’in verdiği cevapla Âdem ve Havva’nın verdiği cevaplar mukayese edildiği zaman, Âdem’in mizacı ile İblîs’in içyüzü arasında ne büyük bir fark bulunduğu anlaşılır.

İblîs’in ateş ile çamuru kıyaslayarak ateşi daha üstün görmesindeki cehaletinin sırrı bu noktada açığa çıkar. İlâhî huzurda İblîs’in sergilediği kibrin kötülüğü ile Âdem Âleyhisselam ve eşinin gönüllerinden taşan tevâzu hissiyatının güzelliği idrakten uzak kalmaz. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Kim Allah için tevâzu gösterirse Allah onu yüceltir; kim kibirlenip büyüklük taslarsa onu da alçaltır” (İbn Mâce, Zühd 16) beyânının tecellileri, İblîs ve Âdem Âleyhisselam kıssasında muşahhas bir halde görülür.

Konuyla ilgili âyet-i kerîmelerin muhtevasından hareketle Âdem Âleyhisselam’ın, sergilediği beş güzel hususiyetle saadet ve selâmete eriştiği anlaşılır. Bunlar emre karşı gelmeyi itiraf etmesi, pişmanlık duyması, nefsini kötülemesi, tevbeye yönelmesi ve rahmetten ümidini kesmemesidir.

Buna karşılık İblîs’in de şu beş çirkin vasıfla bedbaht olduğu görülür. Bunlar günahını kabul etmemesi, pişmanlık duymaması, kendini kınamayıp azgınlığını Allah’a nispet etmesi ve rahmetten ümidini kesmesidir. Bununla birlikte Âdem Âleyhisselam ve Havva Âleyhisselam’ın tevbe ve istiğfara sarılması, affedilmelerine vesile olsa da cennetten kovulmalarının önüne geçememiştir.

Kaynak: kuranvemeali.com