Hz. Ebubekir’in (r.a.) Şemaili ve Özellikleri
Abdullah Sert Bey, Hz. Ebubekir’in (r.a.) şemailinden bahsediyor.
Hz. Ebubekir (r.a.) fasih-u lisan yani çok fasih konuşan; sahibül vecih, yani yüzü adeta insana tatlılıklar veren, çok sevimli bir yüz; nahifül cisim yani cismi gayet naif, ince, uzuna yakın, orta boylu, kuruca yüzlü, çukurca yüzlü, yumru alınlı, seyrek sakallı bir zattı.
Aşkullah, Hayretullah, Muhabbet-i Resulullah'tan daima mahzun bir haldeydi. Aşk ehliydi çünkü Cenab-ı Hakka karşı bir haşet duygusu taşırdı. Ve Allah Resulü’nün muhabbetiyle dopdolu olduğu için de zahiren böyle sessiz ve mahzun bir şekilde yaşardı. Bedenen zayıflığına mukabil kuvvet ve savlet sahibi, şeci, cildi ince, göz pınarları derin, yüzü nurlu, alnı ve yüzü beyaz ve açıktı. Sakalının üst kısmı hafif olup sakalını kına vb. şeylerle de tezyin eylediği şemail-i şerifte tarif olunmuştur. Demek ki Ebubekir Efendimiz zaman zaman sakalını kınalarlarmış. Belindeki kemeri şiddet üzere bendeylemeye nail olduğu halde heyet ve suretini suni güzelliklerle tahsin etmeye heveskâr değildi. Yani kendisi suni güzellikler yapmaya asla meyletmez, tabiî haliyle insanların önünde görülürdü. Fil Vakası’ndan yani Resul-i Ekrem Efendimiz’in doğumundan iki sene sonra doğmuştur. Ahkâm-ı şeriyyeye layıkıyla arif, Kur’an-ı Kerim’in mezaiyasına vakıf, ahlak-ı hamideyle muttasıf, fevkalade müttakî, afif, adil, insaflı, bubunla beraber de gayet şeciydi.