Hz. Ebubekir’in (r.a.) İbretlik Konuşması
Hz. Ebubekir’in (r.a.) gaflet uykusunda olan Müslümanlara ikaz niteliğindeki ibretlik konuşmaları.
Musa b. Ukbe radıyallahu anh anlatıyor: Ebûbekir radıyallahu anh’ın bir konuşması.
– Hamd âlemlerin Rabbi’ne mahsusdur. O’na hamd eder, O’ndan yardım dileriz. Öldükten sonra O’ndan şeref isteriz. Zira benim de sizin de eceliniz yaklaştı. Ben şehâdet ederim ki tek olan ve ortağı olmayan Allah’tan başka, İlah yoktur. Muhammed de O’nun kulu ve Rasûlü’dür. Allah onu yaşayanları uyarmak, sözünün (vadinin) de kâfirler aleyhine gerçekleşmesi için hakkı müjdeleyici, ikaz edici ve parlak bir kandil olarak gönderdi.
Allah ve Rasûlü’ne itaat eden doğru yolu bulmuş olur. Size Allah’dan korkmanızı, ve Allah Teâlâ’nın sizin için indirip, size doğru yolu göstermek için gönderdiği, kitabına sarılmanızı tavsiye ederim. İslâm’da ihlâstan sonra en önemli şey, âmirlerinizi dinlemek ve onlara itaat etmektir.
Kim ki iyiliği emredip, kötülüğe mani olan âmire itaat ederse, o felaha ermiş ve üzerine düşeni îfâ etmiş olur. Nefsinize uymaktan sakının. Arzu ve tamah ve öfkesini yenen felaha ermiştir. Sakın böbürlenmeyin! Topraktan yaratılıp tekrar toprağa dönecek olan yarağ tıkların böbürlenmesi doğru değildir. Sonra cesedlerini kurt yer. Bugün sağ olan yarın ölü değil midir? Onun için ibadetlerinizi, gününde ve saatinde yapınız. Mazlumun âhından sakınınız! Gururlanarak dünyaya aldanıp kalmayın. Sabırlı olunuz. Çünkü her şey sabırla elde edilir... Uyanık olunuz! Zira uyanıklık faydalıdır. Amel ediniz! Ameller kabul olunur. Allah’ın, yapıldığında ceza vereceğini bildirdiği şeylerden sakınınız! Allah’ın vadettiği rahmetine kavuşmaya gayret ediniz! Anlayın ki anlaşılasınız. Korunmaya çalışın ki korunasınız.
Allah Teâlâ size, sizden öncekilerin helak sebeblerini ve kurtuluş yollarını açıklamıştır. Kitabında helali, haramı, sevdiği ve sevmediği amelleri de açıklamıştır. Ben sizi ve kendimi ihmal etmeyeceğim. Allah kendisinden yardım istenendir. Hatadan uzaklaşma ve itaate yönelme, ancak Allah’ın yardımıyla olur.
Biliniz ki amellerinizde samimi olduğunuz müddetçe, Rabbınıza itaat etmiş, nasibinizi almış ve refaha kavuşmuş olursunuz. Nafile ibadetleri, gösterişe kaçmadan yapınız. Selefinize de sadık kalın. Ahirette Allah’ın lutfuna muhtaç olduğunuz zaman mükafatınız verilir.
Ey Allah’ın kulları! Ölüp yok olan kardeşlerinizi düşünün. Onlar yaptıkları amelleriyle haşroldular. Öldükten sonra bedbaht veya mesut oldular. Allah’ın hiçbir ortağı yoktur. İtaat etmek ve emirlerine uymaktan başka, Allah’ın hiçbir kula yakınlığı yoktur ki ona hayır versin veya onu cezalandırmaktan vazgeçsin. Cehenneme götüren hayır, hayır değildir. Cennete götüren şer de şer değildir.
Söyleyeceklerim bu kadar. Kendim ve sizin için Allah’dan af dilerim. Peygamberimize salât ü selâm getirin. Allah ona da rahmet etsin ve selâmet versin. Allah’ın selâmı ve rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun. (İbn-i Ebi’dDünya, Kitabü’l Hayr. İbn-i Asakir, Kenğzü’lUmmal)
Asım b. Ady radıyallahu anh’dan:
Hazret-i Ebûbekir bir seferinde ayağa kalkarak, Allah’a hamd ü senadan sonra buyurdu ki:
– Allahü Teâlâ sadece kendi rızası için yapılan amelğ leri kabul eder. Onun için siz de amellerinizde Allah’ın rızasını isteyiniz. Bilmiş olun ki, amellerinizde samimi olursanız, Allah’a itaat etmiş, hatadan kurtulmuş, vazifelerinizi yapmış olursunuz. Ey Allah’ın kulları ölenlerinizden ibret alınız. Sizden öncekilerin durumlarını düşününüz, dün neredelerdi, bugün neredeler? Hani nerede zalimler? Nerede harp meydanlarında zafer ve savaşçılıklarıyla ün yapmış olanlar?
Zaman, onların da hakkından geldi. Toprak olup gittiler. Aleyhlerinde de çok şeyler konuşuldu. Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara yaraşır.
Hani nerede ülkeler idare eden ve imar eden hükümdarlar? Geçip gittiler, isimleri unutuldu. Bir hiç oldular. Allah onların yerine başka nesiller bıraktı. Onların her türlü arzu ve isteklerine son verdi. Amelleri kendilerinin, dünya ise başkalarının dünyası. (İbni Ebi’dDünya, Kitabü’lHayr. İbni Asakir, Kenzü’lUmmal)
Onların yerlerine biz kaldık. Eğer onlardan ibret alırsak, kurtulanlardan oluruz. Gurura kapılır, kendimizi aldatırsak, biz de onlar gibi oluruz. Nerede o güzel yüzlü kimseler, gençliği ile böbürlenenler? Toprak oldular, yapdıklarından pişman oldular. Nerede şehirler kuran, etrafını surlarla çevirip orada hayret verici eserler yapanlar? Onlar da yaptıklarını kendilerinden sonra gelenlere bıraktılar. İşte meskenleri bomboş, kendileri ise kabrin karanlıklarında. Onların hiçbirinde bir varlık eseri veya en ufak bir ses duyuyor musunuz? Oğullarınızdan ve kağ vimlerinizden tanıdıklarınız neredeler? Ecelleri yakaladı. Ölümden sonra bedbaht veya mesut oldular. Biliniz ki sizler muhtaç olan kullarsınız. Allah katında olanlara ancak O’na itaat ederek ulaşılır. (Taberânî, Tarih, 2/460) Allah’ın selâmı ve rahmeti ve bereketi onun üzerine olsun.
Kaynak: Sâdık Dânâ, İslam Kahramanları 1, Erkam Yayınları