Hz. Hüseyin’e (r.a.) Ağıt
Peygamber Efendimiz’in sevgili torunu,Kerbela şehidi; Hz. Hüseyin’e (r.a.) yazılan ağıtlar...
Peygamberimizin reyhanı; Hz. Hüseyin’in (r.a.) ardından yazılan ağıtlar:
KERBELA MERSİYESİ - KÂZIM PAŞA
Zâlimler el urup hep şemşîr-i can-rubâya
Kasd ettiler serâpâ evlâd-ı Mustafâ’ya
Devrân olup müsâid ol kavm-i bî-hayâya
Îsâl olundu bî-dâd ser-hadd-i intihâya
Kimler eder tahammül yâ Rab bu ibtilâya
Âmâc edip vücûdun bin nâvek-i kazâya
Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâ’ya
Cûş eyleyip belâyâ mânend-i mevc-i tûfân
Keştî-i Ehl-i Beyt’i kıldı şikest ü vîrân
Maktul olup ser-â-ser ashâb-ı âl-i Zî-şân
Yektâ-rev oldu ol mâh çün âfitâb-ı rahşân
Her yandan etti savlet hınzır-veş Yezîdân
Ser-tâ-be-pâ vücudun zahm eyleyip kızıl kan
Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâ’ya
Ashâb u âlinin hep kibârı vü sıgârı
Bir bir kılıp şehîd azm-i huzûr-ı Bârî
Dil teng edip susuzluk tâ Arş’a oldu sârî
Ezvâc-ı tâhirâtın feryâd-ı bî-karârı
Her yüzden etti tazyik a’dâ o şehriyârı
Âhir çıkıp elinden dâmân-ı ihtiyarı
Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâ’ya
Yârân olup ser-â-pâ mest-i mey-i şehâdet
Meydanda kaldı tenhâ ol mihr-i evc-i hâcet
Bu hâl olup adûya sermâye-i cesâret
Etrâfın aldı birden ol kavm-i pür-dalâlet
Yetmiş iki yerinden mecrûh olup nihâyet
Bundan ziyâde harbe Hak vermeyip icâzet
Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâ’ya
Ol şâh-ı din-penâhı tenhâ görünce düşman
Etti hücum u savlet şiddetle her taraftan
Bir hâle vardı âhir zahm-ı hadeng-i âhen
Mânend-i kasr-ı Cennet cisminde oldu rûşen
Envâ’-ı yârelerden her cânibinde revzen
Kâzım olup nihâyet bî-tâb harb ederken
Düştü Hüseyn atından sahrâ-yı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâ’ya[1]
AĞIT YAHUT FERYAT - MAHMUD KAYA
Şerha şerha oldu lebler, yandı cânım bir su ver
Kerbelâ’da yaktı zâlim, aktı kânım bir su ver
Ehl-i Beyt’iz, bî-günâhız kıymayın mâsumlara
Sizde insaf yok mu yâhû, gamküsârım bir su ver
Çöl tutuşmuş sanki volkan lav saçar her bir yana
Yavrular feryâd ederler yandı bağrım bir su ver
Gel Hüseyn’im gitme artık, lâl kesilmiş her taraf
El açalım yalvaralım, âsumânım bir su ver
Her geçen gün on Muharrem, pek yamandır hâlimiz
Sabra artık yok tahammül nâtuvânım bir su ver
Ülkemizde hor görülmek kahrediyor yâ Hüseyn
Cedd-i pâkin hürmeti’çin nevcivânım bir su ver
Fâtıma’nın örtüsüne el uzattılar bu gün
Ağlıyor vicdan-ı halkın, kahramânım bir su ver
Türk eliyle intikâm almak diler düşmanları
Gör bunu bîçâre millet, dinsin ağrım bir su ver
Bir yudum su vermeyen Peygamber’in evlâdına
Kahbe dünyâ istediğin şahsa var git bir su ver!..
[1] Kâzım Paşa, Dîvan, İstanbul 1289, s. 28-30.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları