Hz. Hüseyin’i (r.a.) Şehit Edenlere Ne Oldu?

İslam Tarihi

Peygamberimizin (s.a.s.) torunu Hz. Hüseyin’i (r.a.) Kerbela’da şehit edenlerin akıbeti ne oldu?

Ehl-i Beyt taraftarı Kûfeliler ve diğer bazı insanlar, Hz. Hüseyin’in (r.a.) şehâdetinden hemen sonra, onu yardımsız bıraktıklarına çok pişman oldular ve intikamını almak için halkı gizlice davete başladılar, çarpışmak için silah toplayıp savaşa hazırlandılar. Yezîd bin Muaviye’nin öldüğü hicri 64. yılına kadar sayıları iyice arttı.

HZ. HÜSEYİN’İ (R.A.) ŞEHİT EDENLERİN AKIBETİ

Sahabî Süleyman bin Surad komutasında bir ordu kurup İbn-i Ziyâd’ın kuvvetleriyle çarpıştılar ve pek çoğu şehit düştü. Kerbelâ’nın intikamını almak için ortaya çıkan ikinci şahıs Muhtar es-Sakafî oldu.

Hicrî 65 tarihinde Ehl-i beyt taraftarları Muhtar’ın etrafına toplanmaya başladı. Muhtar, Sakîf kabilesinin büyüklerindendi. Rey ve görüş sahibi, hatip, cesur ve çok zeki idi. Dindarlığı zayıftı. Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz, Sakîf’ten bir kezzâb (çok yalancı) bir de çok insan öldüren kişi çıkacağını haber vermişti. Yalancı olanı, Muhtar; çok adam öldüreni de Haccâc idi.[1] Muhtar, daha sonraları kendisine, Allah tarafından vahiy ve ilham geldiğini ve gaybı bildiğini iddia edecek kadar ileri gitmişti.

Muhtar ve arkadaşları, Hicretin 66. yılında 14 Rebiülevvel Perşembe gecesi Kûfe’de ayaklanmayı kararlaştırdılar. Bütün Ehl-i Beyt taraftarları ile onların dâvetine icabet edenler de bundan haberdar edildi.

Uzun mücâdeleler sonunda Muhtar, Kûfe’de duruma hâkim olup idareyi eline aldı, Kûfe Hükûmeti’ni kurdu.

Muhtar, Hz. Hüseyin’in (r.a.) katillerini tek tek yakalayıp öldürmeye başladı ve:

“‒Kavmini bırakıp giden, Hz. Hüseyin’i şehit ederek dünyada emniyet ve selâmetle gezip dolaşan kişiler bizim dinimizden değildir! Siz, bana, onların isimlerini veriniz! Ben, onlara karşı, Allah’ın yardımını istiyorum. Allah Teâlâ beni, onlara vurmak için bir kılıç; onlara saplamak için bir mızrak; Ehl-i Beyt’e kızan ve kin tutanları takip eden, haklarını arayan bir kişi kıldı. Allah Teâlâ, Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt’ini öldürenleri mutlaka öldürecek, onların hakkını tanımayanları zillet ve hakarete uğratacaktır. Siz bana onların isimlerini veriniz! Hz. Hüseyin’in kâtillerini arayıp bulunuz! Yeryüzünü ve bu şehri onlardan temizlemedikçe, yemek, içmek bana helâl değildir!” dedi.

Ömer bin Sa’d, Şemir bin Zülcevşen dâhil pek çok Kerbelâ kâtilini öldürttü.

Muhtar’ın kumandanı İbrahim bin Eşter, Ubeydullah bin Ziyad’ı ve ordusunu bozguna uğrattı. İbn-i Ziyad’ın ordusu bozguna uğrayınca, İbrahim bin Eşter’in ordusu, onların peşine düştü. Pek çoklarını kılıçtan geçirdi. Bir kısmı da nehirden geçmeye çalışırken boğuldu. Şamlıların karargâhında bulunan her şey ganimet olarak alındı. Geceye kadar Şam ordusunun peşini bırakmadılar.

67 senesinin ilk günlerinde Hz. Hüseyin’in (r.a.) katillerinden Ubeydullah bin Ziyad ile Husayn bin Nümeyr öldürüldü. Şamlıların pek çok ileri geleni de o gün öldürüldü. İbrahim bin Eşter, İbn-i Ziyad’ın başının kesilmesini emretti. Başı kesildikten sonra cesedi ateşte yakıldı.

İbn-i Ziyad’ın Küfe’ye gönderilen başını, Muhtar; ziftli bir küp içine koydurup Hz. Ali’nin (r.a.) oğlu Muhammed bin Hanefiyye (r.a.), Ali bin Hüseyin ve diğer Hâşim Oğullarına gönderdi. (M. Asım Köksal, Hz. Hüseyin ve Kerbela Faciası, s. 221-350)

Dipnot:

[1] Tirmiz, Fiten, 44/2220.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den 111 Hayat Ölçüsü, Erkam Yayınları