Hz. İbrahim (a.s.) Allah'a Nasıl Dost Oldu?
Hz. İbrahim (a.s.) Allah'a nasıl dost olmuştur?
Cenâb-ı Hak; Hazret-i İbrâhim, Hazret-i İsmâil ve Hâcer vâlidemizi, öyle büyük imtihanlardan geçirmiştir ki, nihâyetinde onlar birer teslîmiyet âbidesi olarak târihe geçmişlerdir. Cenâb-ı Hak bir mükâfât olarak onların teslîmiyetteki ihlâslarını, umre ve hac ibâdetleriyle ebedîleştirmiştir.
Allâh -celle celâlühû- Hazret-i İbrâhim’i dost edinince melekler:
“–Ey Rabbimiz! İbrâhim Sana nasıl dost olabilir? Nefsi, malı ve evlâdı var. Kalbi bunlara meyyâldir...” dediler. Müteâkıben şu ibretli manzaralara ve Hazret-i İbrâhim’in ağır imtihanlarına şâhid oldular:
Hazret-i İbrâhim -aleyhisselâm-, mancınıkla ateşe atılacağı zaman, melekler heyecanlandı. Bir kısmı, Hazret-i İbrâhim’e yardım etmek için Allâh Teâlâ’dan izin istedi. Melekler, Hazret-i İbrâhim’e bir isteği olup olmadığını sordular. O ise:
“–Dostla dostun arasına girmeyin!” buyurdu.
Daha sonra Cebrâîl -aleyhisselâm- geldi:
“–Bana ihtiyâcın var mı?” diye sordu.
İbrâhim -aleyhisselâm-:
“–Sana ihtiyâcım yok. O bana yetişir; O ne güzel Vekîl’dir!” buyurdu.
HZ. İBRAHİM'İN ATEŞE ATILDIĞINDA DÜŞTÜĞÜ YER
Nitekim Halîlullâh’ın bu yüce teslîmiyeti ve yalnız Hakk’a tevekkülü üzerine, O daha ateşin içine düşmeden Allâh Teâlâ ateşe emretti:
“...Ey ateş! İbrâhim’e serin ve selâmet ol!” (el-Enbiyâ, 69)
Bu emirle birlikte İbrâhim’in -aleyhisselâm- düştüğü yer bir anda gülistâna döndü. Orada tatlı bir pınar kaynayıp akmaya başladı.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları