Hz. İsmail’in (a.s.) Hayatı

Hz. İsmail (a.s.) kimdir? Hz. İsmail (a.s.) hangi kavme gönderilmiştir? İbrahim Peygamber’in oğlu ve sabır, hilm, teslîmiyet ile sembolleşen Hz. İsmail’in (a.s.) hayatı, vasıfları ve mucizeleri.

Hz. İsmail (a.s.) Kur’ân-ı Kerîm’de adı zikredilen peygamberlerdendir. Kendisine “Allâh’ın kurbanı” anlamına “Zebîhullâh” da denir. İsmail -aleyhisselam- Yemen’den gelen Cürhümî kabîlesine Peygamber olmuştur.

İSMAİL NE DEMEK?

İsminin mânâsı “Allâh’a itaat eden”dir. İbrânîce karşılığı İsmuyel’dir. Araplar İsmâîl demişlerdir.

Hazret-i İsmâîl (a.s.) Cürhümîlerin çocuklarıyla büyümüş, ok atmayı da onlardan öğrenmişti. Yiğitlik çağına geldiği zaman çok iyi ok atar ve attığını vururdu. Eslem kabîlesinden bir cemaat yarış için ok atışırken Resûlullâh Efendimiz yanlarına varıp onlara:

“Ey İsmâîl oğulları! Ok atınız! Sizin atanız da mâhir bir ok atıcısı idi.” (Buhârî, Enbiyâ, 9) buyurmuştur.

HZ. İSMAİL’İN (A.S.) PEYGAMBERLİĞİ

İsmâîl -aleyhisselâm-, babasının vefâtından sonra Kâbe ve hac ile ilgili hizmetleri yürütmeye devâm etti. İlk olarak Kâbe’ye örtü örttü. Yüce Allâh, O’na Peygamberlik verdi, O’nu Mekke ve çevresinde oturan Cürhüm ve Amalika halkı ile Yemen kabîlelerine, Me’rib ve Hadramevt taraflarına peygamber olarak gönderdi. Hazret-i İsmâîl (a.s.) onları elli yıl İslâm’a dâvet etti. Bâzıları îmân etti, bâzıları ise küfründe inad etti. Fakat îmân edenler pek azdı. İsmâîl -aleyhisselâm-, sabır ve sebat ile vazîfesine devâm etti. Âyet-i kerîmede buyrulur:

 “(Habîbim) İsmâîl’i, İdrîs’i ve Zülkifl’i de (hatırla). Hepsi de sabredenlerdendi.” (el-Enbiyâ, 85)

HZ. İSMAİL’İN (A.S.) VASIFLARI

Hz. İsmâîl (a.s.), va’dine sâdık, namaz ve zekâtı emreden ve Rabbi katında rızâya eren bir Peygamberdi. O’nun bu vasıfları, diğer bir âyet-i kerîmede de şöyle beyân buyrulur:

“Habîbim! Kitâb’da İsmâîl’i de zikret. Çünkü O, sözüne sâdıktı, rasûl ve nebî idi. Ehline (ve ümmetine) namazı ve zekâtı emrederdi. Rabbinin katında da rızâya mazhar olmuş bir kimse idi.” (Meryem, 54-55)

HZ. İSMAİL’İN (A.S.) MUCİZELERİ

  • Dikenli arâzîyi yeşillik hâline getirmesi.
  • Kısır koyunların O’nun duâsı bereketiyle süt vermesi.
  • Koyunlarının yünlerinin ipek gibi olması.
  • Duâ etmesi ile yanındaki kumların un hâline gelmesi.
  • Zemzemin onun vesîlesiyle çıkması ve kıyâmete kadar devam edecek olması.

Hz. İsmail’in (a.s.) fârik vasıfları, Sabır, hilm ve teslîmiyettir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

KUR’AN’DA GEÇEN PEYGAMBERLERİN HAYATI

Kur’an’da Geçen Peygamberlerin Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Valla gerçekten allah razı olsun

    ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM SAYENİZDE DİN ÖDEVİNİ TAMAMLADIM ...

    Cok iyi bir içerik çok teşekkürler

    Çok güzel

    Kadir CERAN/ELBİSTAN arkadaşa cevap olarak şunu demek istiyorum yazıyı anlamamışsın. Peygamber Efendimiz kendi döneminde yaşayan Eslem kabilesinin yanına gidiyor ve “Ey İsmâîl oğulları! Ok atınız! Sizin atanız da mâhir bir ok atıcısı idi.” (Buhârî, Enbiyâ, 9) buyuruyor. Yani Hz. İsmail döneminde yaşan kabilenin torunları onun ceddi hala varmış ve onlara diyor Atanız İsmail diye.

    güzel olmuş.emeğinize sağlık.keşke biraz daha uzun olsaydı.

    güzel olmuş agamm

    çok güzel bir site

    çok güzel olmuş allah sizden razı olsun

    çok güzel

    • Adam gibi adamsın

    Güzel ama daha uzun olabilirdi AMA güzel 1.site

    Saolun sinavda çikti

    Teşekkür

    Allah razı olsun hepinizden

    İyi ama daha ayrıntılı olsa daha iyi olurdu.

    • Eslem kabîlesinden bir cemaat yarış için ok atışırken Resûlullâh Efendimiz yanlarına varıp onlara:,...Resusullah efendimiz Hz. İsmailden çok sonraları yaşamıştır, bun nasıl bir mantık la izah edilir. Ben siteye yorum yapamadığım için senin yorumunun altına eklemek istedim.

    güzel

    sayenizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ödevimi yaptım sağ olun

    Çok iyiydi beğendim teşekkürler Allah razı olsun

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.