Hz. Mevlânâ'dan Düşündüren Hikâye
Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, cansız varlıkların (cemâdât) ilâhî emre itaat etmelerini veciz bir şekilde anlatır.
Hazret-i Mevlânâ şu veciz beyitleriyle cemâdâtın ilâhî emre itaat etmelerini ne güzel ifâde eder:
Görmez misin? Bulutlar, güneş, ay ve yıldızların hepsi de bir nizam üzere hareket ederler. Bu sayısız yıldızların her biri, vaktinde doğar, doğuş zamanları ne geri kalır, ne de önce olur. Bu hârikaları nasıl oldu da, peygamberlerin mûcizelerinden bilmedik, anlayamadık? Onlar taşı ve asâyı akıllı hâle getirdiler. Bunları gör de öbür cansızları asâ ile, taş parçası ile kıyas et.
Taş parçalarının azîz Peygamber Efendimiz’e ve asânın da Hazret-i Mûsâ’ya itaat etmeleri, diğer cansız sandığımız bütün varlıkların Hakk’ın emrine nasıl boyun eğdiklerini haber verirler. Onlar derler ki:
“Biz Allâh’ı biliyoruz ve O’na itaat ediyoruz. Biz rastgele yaratılmış boş şeyler değiliz. Biz hepimiz Kızıldeniz’e benzeriz. O, deniz olduğu hâlde batırıp boğacağı Firavun ile İsrâiloğullarını tanıyıp ayırt etti. Nerede bir ağaç ve taş varsa, Hazret-i Mustafâ’yı görünce apaçık selâm vermişti ya. İşte cansız bildiğin her şeyin de canlı olduklarını böylece bil!..”
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları, 2013