Hz. Mevlânâ’nın “Ne Olursan Gel..!” Rubâîsini Nasıl Anlamalıyız?

Günümüzde Mevlânâ’nın Batı’da ve Amerika’da ilgi odağı olduğu mâlum. Batılılar Rûmî unvânıyla andıkları Mevlânâ’yı İslâm’dan ayrı bir sûfî şâir olarak görmektedirler. Doğrusu nedir? O, Kur’an’dan uzak bir sûfî midir? Onun sıkça tekrarlanan: “Ne olursan gel..!” rubâîsi bu çerçevede ne anlam ifâde etmektedir?

Batı’da ve Amerika’da zaman zaman Mevlânâ’nın İslâmî yönü görmezden gelinerek sûfî şâir ve mistik bir şahsiyet olarak algılandığı doğrudur. Ancak onu tanımak ve anlamak için eserlerine bakmak gerekir. Hz. Mevlânâ meşhûr rubâîsinde kendisinin inanç haritasını şöyle çizmektedir:

Bendesiyim Kur’an’ın tende oldukça bu can

Ahmed-i Muhtâr’ın ayağının tozuyum her ân

Benden bundan başka bir söz nakleder ise her kim

Ben o sözden de, onu nakledenden de incinirim.[1]

Mevlânâ Mesnevî’sinin Arapça dîbâcesinde eserini “keşşâfu’l-Kur’an”; yâni Kur’an’ın perdesini açan bir kitap olarak takdîm etmektedir. Ayrıca Mesnevî’sinde gerek doğrudan, gerekse dolaylı olarak yaptığı atıflarla eserinin Kur’an tefsîri olduğunu anlatmaya çalışmaktadır. Mevlânâ: “Mesnevî Kur’an’ın ve hadîs-i şerîflerin özüdür, lübbüdür” der ve o yüzden Kur’an’ın kendisini takdîm için söylediği «O’nun nûrunun misâli, içinde kandil bulunan mişkât gibidir»[2] âyetini dermeyân eder.[3] Yine Mevlânâ Mesnevî için: “Bizim Mesnevî’miz vahdet dükkânıdır. Orada Allah’tan başka ne görürsen o puttur[4] diyerek onun tevhîde çağıran bir eser olduğunu söyler.

Mevlânâ’ya izâfe edilen ancak onun eserlerinde bulunmayan söz konusu rubâî ise ondan iki asır önce yaşamış Ebû Saîd Ebu’l-Hayr (ö.440/1048)’ın Rubâiyyâtı arasında yer almaktadır.[5] Rubâî Mevlânâ’nın düşüncelerine ters değildir. Çünkü bütün insanlığı “gel” diyerek çağıran bu manzûme, insanları geldikleri gibi kalmaya değil, olmaya, değişmeye ve dönüşmeye dâvet etmektedir:

Gel, her ne olursan ol yine gel!

Kâfir, mecûsî, putperest olsan da gel!

Bizim dergâhımız ümidsizlik dergâhı değildir!

Yüz kere tevbeni bozsan da yine gel![6]

Dipnotlar:

[1]. Şefik Can, Hz. Mevlânâ’nın Rubâîleri, b. 1311.

[2]. en-Nûr, 24/35.

[3]Mesnevî, Konya 1384, s. 17.

[4]Mesnevî, VI, b. 1528.

[5].     Başka şâirlere de isnâd edilen bu rubâî ile ilgili Yakup Şafak Tasavvuf Dergisi (İstanbul 2009/2, sy. 24, s. 75-80)’nde bir makâle yayınlamıştır.

[6].     Ebû Saîd Ebu’l-Hayr, Sühanân-ı Manzûm-i Ebû Saîd Ebu’l-Hayr, hzr: Saîd Nefîsî, Tahran 1334/1955, s. 4, Rubâî no: 21.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

TASAVVUFTAKİ DİĞER DİN VE İNANÇ MENSÛBLARINA HOŞGÖRÜLÜ YAKLAŞIMIN ÖLÇÜLERİ NELERDİR?

Tasavvuftaki Diğer Din ve İnanç Mensûblarına Hoşgörülü Yaklaşımın Ölçüleri Nelerdir?

MEVLÂNÂ CELÂLEDDÎN-İ RÛMÎ HAZRETLERİ KİMDİR?

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri Kimdir?

MEVLANA HAZRETLERİNİN HİKMETLİ SÖZLERİ

Mevlana Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

HZ. MEVLANA VE ŞEMS

Hz. Mevlana ve Şems

HZ. MEVLANA SÖZLERİ

Hz. Mevlana Sözleri

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.