Hz. Muhammed (s.a.s.) Hastalanınca Yerine Kim Namaz Kıldırdı?

HADİSLER

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz hastalanınca namazı kim kıldırdı? “Ebûbekir’e söyleyin, namazı kıldırsın!” hadisini nasıl anlamalıyız?

Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ  şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hastalığı ağırlaşınca kendisine, namaz(ı kimin kıldırmasını istediği) soruldu:

- “Ebûbekir’e söyleyin, namazı kıldırsın!” buyurdu.

Bunun üzerine Âişe radıyallahu anhâ:

- Ebûbekir yufka yüreklidir. Kur’an okurken kendisini tutamaz,ağlar. (Başkasına emretseniz). dedi.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Söyleyin Ebûbekir’e, namazı kıldırsın!” buyurdu. (Buhârî, Ezân 39; Müslim, Salât 94)

Hadisi Nasıl Anlamalıyız?

Hz. Peygamber’in vefatından önceki hastalığı esnasında, cemaata kimin namaz kıldıracağı mesele olmuştur. Bazı rivâyetlere göre, bizzat Hz. Peygamber kendiliğinden, bazılarına göre de ezanın okunduğu, hatta kâmetin getirildiği bildirilmek suretiyle namazı kimin kıldıracağının sorulması üzerine, Efendimiz, Hz. Ebûbekir’in imam olmasını istemiştir.

Hz. Âişe’nin, babası Ebûbekir’in imam olmasına karşı çıkması, yine kendisinden nakledilen beyânlara göre aslında, henüz Hz. Peygamber hayatta iken onun yerine geçecek olan kimseye insanların iyi gözle bakmayacakları, hatta uğursuz sayabilecekleri gibi tahminlerine dayanıyordu. Fakat o, gerekçe olarak Hz. Ebûbekir’in herkesçe bilinen yufka yürekliliğini, okuduğu Kur’an’ı ağlamaktan cemaata duyuramayacağını ileri sürüyor, imamlıktan bağışlanmasını istiyordu.

Tabiatıyla olay, Hz. Âişe’nin istediği şekilde sonuçlanmadı. Resûlullah’ın ısrarlı emirleri sonucu, Hz. Ebûbekir cemaate imam oldu ve rivâyetlere göre on iki vakit namaz kıldırdı. Sonra da halife olarak namazları kıldırmaya devam etti.

Olayda Hz. Âişe’nin ileri sürdüğü gerekçe önem arzetmektedir. Hadisin burada zikredilmesinin sebebi de bu gerekçedir. Bizi burada rivâyetin bu yönü ilgilendirmektedir. Müellif Nevevî, “Allah korkusuyla ağlamanın fazileti”ne dair açtığı konuya, yukarıdan beri sıraladığı sahâbîleri örnek göstermektedir. Bu defa da Hz. Ebûbekir’in bu meziyyetini dikkatlerimize sunmaktadır.

Hz. Âişe, “Senin makamına geçince ağlamaktan sesini cemaate duyuramaz” derken, bu durumun Hz. Peygamber’in vefatına işaret olduğu bilinci ve ayrılık zamanının iyice yaklaştığı kanaatiyle Hz. Ebûbekir’in ağlamaktan kendini alamayacağını da hatırlatmış oluyordu.

Hz. Peygamber’e en özel anlarında refâkat etmiş olan Hz. Ebûbekir için ve tabiî diğer sahâbîler için onu kaybetmenin elem ve üzüntüsünü duymamak, onun yokluğuna ağlamamak diye bir şey düşünülemezdi. Onlar her zaman olduğu gibi bu olayda da son derece olgun ve seviyeli bir insanî davranış sergilemişlerdir.

Hadisten Öğrendiklerimiz

  1. Peygamberler de diğer insanlar gibi hastalanır, bazı sıkıntı ve musibetlere uğrarlar. Onların bu hali, diğer insanlara teselli vesilesi olur.
  2. Hz. Ebûbekir, Hz. Peygamber tarafından ısrarla ashâba imam tayin edilmiş, onların önüne geçirilmiştir.
  3. Ebûbekir, yufka yürekli bir kimse idi.

Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları