Hz. Mûsâ (as) ve Hz. Harun Firavunun Sarayında

Peygamberler Tarihi

Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Hârûn -aleyhimesselâm-, Allah'ın (c.c) onlara verdiği Peygamberlik vazifesinden sonra aslolan görevlerinden Firavuna gidiyorlar. İşte Firavun ve Hz.Mûsâ arasında geçen diyaloglar...

Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Hârûn -aleyhimesselâm-, emr-i ilâhî mûcibince birlikte Firavun’a gittiler.

Firavun Mûsâ -aleyhisselâm-’a:

“–Sen kimsin?” dedi.

O da:

“–Ben, âlemlerin Rabbinin peygamberiyim!” cevâbını verdi.

Firavun önce çok şaşırdı. Daha sonra ise evvelce ona yaptığı iyilikleri başa kakarak öfkeyle Hazret-i Mûsâ’yı suçladı:

“–Sen, benim sarayımda büyüdün. Fırıncımı katlettin. Şimdi de böyle bir işe nasıl kalkarsın?!” dedi.

Bu konuşma, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle anlatılmaktadır:

“(Kendisine Allâh’ın emri tebliğ edilince ahmak Firavun) dedi ki:

«– Biz Sen’i çocukken himâyemize alıp büyütmedik mi?! Hayâtının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi? Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın! Sen nankörün birisin!»” (eş-Şuarâ, 18-19)

Mûsâ -aleyhisselâm- ise:

“–Ben Kıptîyi kasten öldürmedim. (Ben, o işi o anda sonunun ne olacağını bilmeyerek yaptım.) Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı. O başıma kaktığın iyilik ise, İsrâîloğulları’nı köleleştirmenin bir netîcesi değil miydi?» dedi.” (eş-Şuarâ, 20-22)

Mûsâ -aleyhisselâm- devamla:

“–İşte sen böylece zulmettin; beni âilemden ayırdın! Fakat daha sonra Rabbim bana ilim ve hikmet verdi. Beni peygamber kıldı.” dedi.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-2, Erkam Yayınları