Hz. Ömer (r.a.) Müslüman Olduktan Sonra Ne Oldu?

Hz. Ömer (r.a.) Müslüman olduktan sonra neler yaşandı?

Babası Müslüman olduğunda 5 yaşında olan Abdullah ibn-i Ömer (r.a) şöyle anlatır:

“Babam müslüman olduğu zaman, «Kureyşlilerin en çok söz taşıyanı, en çok söz yayanı kimdir?» diye sordu. Kendisine:

«Cemil ibn-i Maʻmer el-Cumahî’dir!» dediler.

Bunun üzerine babam onun yanına gitti. Ben de babamın arkasından gittim. Babam ona:

«–Ey Cemil, biliyor musun? Ben Müslüman oldum, Muhammed’in dinine girdim!» der demez, vallahi Cemil birden ayağa kalkıverdi. Acelesinden ridâsını sürükleyerek, o önde, babam arkada gittiler. Ben de babamı takip ettim. Mescid-i Haram’ın kapısına vardık. O esnâda, Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri Kâbe’nin kapısı civarındaki toplantı yerinde bulunuyor­lardı.

Cemil, Kâbe’nin kapısında ayakta dikilerek avazının çıktığı kadar:

«–Ey Kureyş cemaati! Haberiniz olsun ki, Ömer ibnü’l-Hattâb dininden çıkmış, başka bir dine girmiştir!» diyerek bağırdı.

Babam ise:

«–O yalan söylüyor! Ben Müslüman oldum ve Allah’tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve rasûlü olduğuna şehadet ettim!» deyince, Kureyş müşrikleri babama saldırdılar. Güneş başlarının üzerinde yükselinceye kadar babamla çarpıştılar. Sonunda, babam yorulup oturdu. Müşrikler de başucuna dikildiler. Babam onlara:

«–Siz bana istediğinizi yapın! Allah’a yemin ederim ki, biz üç yüz kişi olsaydık, ya biz yenilir burayı size bırakırdık, ya da siz yenilir burayı bize bırakırdınız!» diyordu.

Onlar bu vaziyette iken, üzerinde Yemen işi çizgili bir elbise ile nakışlı bir gömlek bulunan, yaşlı bir Kureyşli gelip başlarına dikildi ve:

«–Nedir bu haliniz?» diye sordu. Saldırganlar:

«–Ömer dininden çıkmış, başka bir dine girmiş» dediler. Gelen adam onlara:

«–Bırakın onu kendi hâline! Adam kendisi için bir din seçmişse, size ne oluyor? Ne istiyorsunuz ondan? Adiyy ibn-i Kaʻb oğullarının size adamlarını böylece teslim edeceklerini mi sandınız? Açılın, dağılın adamın başından! Ben onu himâyeme aldım!» dedi.

Vallahi, onlar babamın üzerinden, bir elbisenin bedenden çıkarılışı gibi sıyrılıp dağıldılar.

Medine’ye hicret ettikten sonra, babama:

«–Babacığım! Mekke’de Müslüman olduğun gün seninle çarpışan müşrikleri azarlayıp başından dağıtan adam kimdi?» diye sordum. Babam:

«–Yavrucuğum! O, Âs ibn-i Vâil es-Sehmî idi» dedi.”[1]

Hz. Ömer’in annesinin annesi Âs ibn-i Vâil’in mensup olduğu Sehm Oğulları kabilesinden olduğu için, Âs ibn-i Vâil, Hz. Ömer’in uzaktan dayısı sayılırdı. (İbn-i Esîr, Üsdü’l-gâbe, I, 151)

Dipnot:

[1] İbn-i Hişâm, Sîre, I, 373-374; Hâkim, Müstedrek, III, 85; İbn-i Esîr, Kâmil, II, 86-87; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, s. 176, İbn-i Kesîr, el-Bidâye ve’n-nihâye, III, 81-82; Halebî, İnsânu’l-uyûn, II, 17.

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Mescid-i Haram’dan 111 Hatıra, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

HZ. ÖMER (R.A.) KİMDİR?

Hz. Ömer (r.a.) Kimdir?

HZ. ÖMER (R.A.) NASIL MÜSLÜMAN OLDU?

Hz. Ömer (r.a.) Nasıl Müslüman Oldu?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Çok teşekkürler İslam dininden soğutmadan anlattığınız için.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.