Hz. Ömer’in (ra.) Hâfızlara Verdiği Öğütler
Hz. Ömer’in (ra.) hâfızlara hitâben yazdığı mektupta yer alan nasihatlerin bir kısmı şöyledir...
Ashâb-ı kirâm, her hususta olduğu gibi Kur’ân’a bağlılık ve onun muhtevâsını gönül âlemlerinde hazmederek canlı bir Kur’ân hayâtı yaşama husûsunda da Allah Rasûlü’nün izinde yürümekteydiler. Kinâne el-Adevî -rahimehullâh- anlatıyor:
Ömer bin Hattâb -radıyallâhu anh- ordu kumandanlarına:
“Kur’ân’ı ezberlemiş zevâtı tespit edip bana bildirin, onlara şeref bahşedip ihsanlarda bulunayım ve etrâfa göndereyim ki, insanlara Kur’ân’ı öğretsinler.” diye yazmıştı.
HZ. ÖMER’İN (RA.) HÂFIZLARA VERDİĞİ ÖĞÜTLER
Ebû Mûsâ el-Eş’arî, Hazret-i Ömer’e idâresi altında 300 küsur Kur’ân hâfızı bulunduğunu haber verdi. Hazret-i Ömer’in o hâfızlara[1] hitâben yazdığı mektupta yer alan nasihatlerin bir kısmı şöyledir:
“Biliniz ki Kur’ân, sizler için bir sevap ve şeref hazinesidir. Ona tâbî olunuz. Onu kendinize uydurmayınız. Kim Kur’ân’ı kendisine uydurursa Kur’ân o kimseyi tepe üstü düşürür, tâ cehenneme atıverir. Her kim de Kur’ân’a tâbî olursa, Kur’ân onu Firdevs cennetlerine ulaştırır. Gücünüz yeterse Kur’ân’ın sizlere şefâatçi olmasını, hasmınız olmamasını temine çalışınız. Zîrâ Kur’ân’ın şefâat ettiği kimse cennete, dâvâcı olduğu şahıs da cehenneme gider. Biliniz ki bu Kur’ân, hidâyet menbaı ve ilimlerin en parlağıdır. O, Rahmân’dan gelen ve kendisiyle kör gözlerin, sağır kulakların ve kilitli kalplerin açıldığı en son kitaptır…” (Ali el-Müttakî, II, 285-286/4019)
Dipnot:
[1]. O devirlerde “Hamele-i Kur’ân: Kur’ân Hâfızları” tâbiri, Kur’ân’ın hem lafzına hem de muhtevâsına vâkıf olan âlimler mânâsında kullanılırdı.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları