Hz. Şuayb'a (as) Misafir Olan Peygamber
Şuayb'a -aleyhisselâm- misafir olan Hz.Mûsâ'nın Medyen'de yaşadığı olaylar ve Şuayb -aleyhisselâm'ın firaset sahibi kızı Safura'nın teklifi...
Şuayb -aleyhisselâm-, Mûsâ -aleyhisselâm-’ı yanına çağırttı ve ona kim olduğunu sordu.
Mûsâ -aleyhisselâm-:
“–Ben Ya’kûb -aleyhisselâm- neslinden İmrân oğlu Mûsâ’yım.” dedi ve başından geçenleri anlattı.
Şuayb -aleyhisselâm-:
“–Korkma! Burada Firavun’un hükmü geçmez!” dedi.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Derken, o iki kadından biri, utana utana yürüyerek O’na geldi:
«–Babam, bizim için (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için Sen’i çağırıyor!» dedi. Mûsâ, O’na gidip başından geçeni anlatınca (Şuayb):
«–Korkma! O zâlim kavimden kurtuldun!» dedi.” (el-Kasas, 25)
Şuayb -aleyhisselâm- yemek ikrâm etti. Hazret-i Mûsâ, o kadar aç olmasına rağmen yemekte tereddütlüydü. Şuayb -aleyhisselâm- sebebini sordu. Mûsâ -aleyhisselâm-:
“–Biz öyle bir âileyiz ki, bütün dünyâyı verseler, bir âhiret ameli ile değişmeyiz! Ben bu yemek için değil, rızâ-yı ilâhî için yardım etmiştim.” dedi.
Şuayb -aleyhisselâm- bu cevâba çok memnûn oldu ve:
“–Bu ikrâmımız, yaptığın yardım için değil, misâfirimiz olduğun içindir; haydi ye!” dedi.
Bunun üzerine çok yorgun ve aç olan Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-, yemeği yedi ve istirahate çekildi.
FİRÂSET SAHİBİ SAFURA
Safura, babasına bu kimseyi ücretle tutmasını tavsiye etti:
“(Şuayb’ın) iki kızından biri: «Babacığım! O’nu ücretle (çoban) tut! Çünkü ücretle istihdâm edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır!» dedi.” (el-Kasas, 26)
Ve ekledi:
“–Bu hasletler de, işte bu kimsede mevcuddur. Çünkü O, bizim yüzümüze dahî bakmadı. Yolda da çok geriden yürüyordu. Anlaşılıyor ki çok emîn bir kimsedir!”
Burada, kendisine vazîfe verilecek kişide bulunması gereken husûsiyetler, öz olarak ne kadar güzel tespit edilmiştir:
- Liyâkat: İşi bilmek ve bununla birlikte o işi becerebilecek güce mâlik olmak.
- Emânet: Doğru ve güvenilir olmak.
Arâis-i Mecâlis adlı kitapta nakledilen bir rivâyette:
“Firâset bakımından kadınların en üstünü ikidir. İkisi de Hazret-i Mûsâ hakkındaki teşhislerinde firâsetle isâbet etmiştir:
Biri, Firavun’un hanımı Âsiye’dir. (O, Mûsâ bir sandık içinde saraya getirilince, gönlü O’na meylederek, alıp Firavun’a götürmüş:) «Bu çocuk, benim ve senin için göz nûru, göz aydınlığı olsun! O’nu öldürme!» demişti.
Diğeri ise Şuayb -aleyhisselâm-’ın kızıdır. (O da:) «Babacığım! Koyunlarımızı otlatmak için O’nu ücretle tut! O, ücretle tuttuğun kimselerin en hayırlısıdır, kuvvetli ve emîndir!» demişti.”
Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-2, Erkam Yayınları,2013
YORUMLAR