Hz. Yusuf’un (a.s.) Misafiri
Hz. Yusuf’la (a.s.) çocukluk zamanda tanışıp ve bir müddet birlikte bulunan bir dostun Yusuf aleyhisselam'a misafir olması...
Samîmi ve şefkatli bir dost, uzak memleketlerden gelip Yusuf aleyhisselam'a misafir oldu. Çocukluk zamanlarında tanışmışlar ve bir müddet bir arada bulunmuşlardı. Misafir, Hazret-i Yusuf'a kardeşlerinin ettikleri hasedi ve zulmü hatırlattı. Hazret-i Yusuf: O hal bir zincirdi, biz de arslandık. Onun için boynumuza takılmışdı. Zincire bağlanmak arslan için utanılacak bir şey değildir. O tecellî kazayı İlahî icabı idi. Biz Hakk'ın kazasından şikayet etmeyiz.
Yusuf Aleyhisselam hikayeyi anlattıktan sonra misafire dedi ki:
-Ey filan! Bize hediye olarak ne getirdin? (Dostların kapısına eli boş gelmek, buğdaysız değirmene gitmek gibidir. Cenab-ı Hak mahşerde halka: Bu yeniden diriliş günü hani hediyeniz? Bakalım ne getirdiniz diye soracak ve "Bize yalnız başınıza ve muhtaç bir halde, tıpkı sizi ilk yarattığımızda olduğunuz gibi geldiniz" buyuracaktır.)
Misafir bu istekten sıkıldığı için feryad edecek hale geldi ve:
-Senin için birçok hediye aradım, fakat hiç birini gözüm tutmadı. Bir habbe altını bir ma'dene, bir damla suyu bir ummana nasıl götüreyim dedim. Eğer sana hediye olarak kalbimi Ve ruhumu takdim etseydim kirman vilayetine kimyon götürmüş olacaktım. Bu anbarda yani senin katında ve Mısır kıtasında bulunmayan bir tohum yoktur her şey bol bol mevcuttur. Bir tek senin güzelliğin müstesna ki, Onun eşi bulunmaz. Nihayet nurlu bir kalb gibi, cilalı bir aynayı huzuruna getirmeyi münasib gördüm. Ey güneş gibi gökyüzünün nuru olan Yusuf!.. O aynada güzel yüzünü göresin... Ey cemali parlak olan nuri musavver! Yüzünü gördükçe beni hatırlayasın diye sana ayna getirdim.
Misafir bunu derken koltuğunun altından bir ayna çıkardı.
Buradaki misafirden maksad kendini terbiye ettirmek için hak yola giren salik müriddir. Mutlak cemal sahibi ise Cenabı Hak'tır. Hadis-i Şerifte "Allah güzeldir, güzeli sever" buyurulmuştu. Ayna ise ilahî tecellîlerin akis yeri olan kalbdir. Allah'ın huzuruna saf ve mücella bir kalb götürmelidir ki onun tecellîsine ma'kes olabilsin. Nitekim Kur'an-ı Kerîmde:
"Kıyamet öyle bir gündür ki o gün ne malın ne evladın faydası olur. Ancak kalb-i selim ile Allah'ın huzuruna çıkabilenler kazanır" (Şuara: 33-89) buyurulmuştur.
Sanma ey haceki semden zer u isim isterleri [1]
Yevme la yenfeu[2] de kalb-i selim isterler.[3]
Dipnotlar:
[1] Zer u sim: Altın ve gümüş [2] Yevme la yenfeu. Kıyamet günü [3] Mesnevi Cild: 1 Kitap:5
Kaynak: Abdullah Sert, Altınoluk Dergisi, Sayı: 4