İbadet Bir İhtiyaç mıdır?

Sorularla İslam

Allah’ın ibadetimize ihtiyacı var mıdır? Allah’ın ibadetlerimize ihtiyacı olmadığı halde niçin ibadet ederiz?

Bizi yoktan var eden Allah, vücudumuzu gören gözler, işiten kulaklar gibi mükemmel organlarla donatmış, diğer canlılardan farklı olarak bize akıl ve fikir vererek varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltmiştir.

ALLAH’IN İBADETLERİMİZE İHTİYACI OLMADIĞI HALDE NİÇİN İBADET EDERİZ?

Kur’an-ı Kerim’de konu şöyle ifade buyrulmuştur:

“(Ey Muhammed!) de ki: Sizi yaratan, sizin için kulaklar, gözler ve kalpler var eden O’dur. Ne az şükrediyorsunuz.” (67/Mülk, 23.)

Bunlardan başka, hayatımızı devam ettirebilmemiz için içtiğimiz sudan, teneffüs ettiğimiz havaya kadar bize sayılamayacak derecede nimetler ihsan etmiş, kâinatta birçok varlığı emrimize ve hizmetimize vermiştir.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de,

“Allah’ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz.” (16/Nahl, 18.) buyurarak bize vermiş olduğu nimetlerin çokluğuna dikkatimizi çekmiştir.

Biz, insan olarak bize yapılacak küçük bir iyiliğe bile teşekkür etme ihtiyacını duyarız. Bu duygu, insanın yapısında var olan bir özelliktir.

Bazı hayvanlar bile, kendilerini yedirip içiren ve barındıran insanlara karşı bağlılık gösterdikleri hâlde, yaratıkları içinde seçkin bir yeri olan insanın, bunca nimetler karşısında duygusuz kalması, bunları kendisine veren Allah’a teşekkür etmemesi nasıl düşünülebilir?

İşte ibadet, Allah’a, O’nun yüce zatına yaraşır bir şekilde en üstün saygının gösterilmesi ve bize verdiği sayısız nimetlerine karşı kendisine borçlu olduğumuz teşekkür görevinin yerine getirilmesidir.

İnsanın böyle bir davranışta bulunması yaratılışının gereğidir. Doğru düşündüğümüz takdirde vicdanımız da bize bunu emreder.

Nitekim peygamberimiz, Allah’ın büyüklüğü ve sayısız lütufları karşısında daha çok teşekkür etme gereğini duyarak geceleri bile kendisini ibadete vermiştir.

Hz. Âişe (ra.) diyor ki:

Peygamberimiz, mübarek ayakları şişinceye kadar geceleri ibadet ederlerdi. Bunun üzerine kendisine:

—Ey Allah’ın Resulü, geçmişte ve gelecekteki günahların bağışlandığı hâlde niçin böyle yapıyorsunuz, diye sorulduğunda, o:

—Rabbime şükredici bir kul olmayayım mı, diye cevap vermiştir. (Buhârî, “Teheccüt”, 6.)

Esasen yaratılışımızın hikmeti, dünyaya gelişimizin gayesi, Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (51/Zâriyât, 56.)

Mükemmel bir düzen içinde işleyen kâinatta hiçbir şeyin başıboş olmadığını, her şeyin bir gayeye yönelik olarak görevini yaptığını görüyoruz.

Bütün varlıklar, yüce yaratıcı tarafından kendilerine verilen görevleri yerine getirirken, en güzel bir surette yaratılan, yerde ve göklerdeki birçok varlıklar hizmetine sunulan insanın ibadet görevini en iyi bir şekilde yapması gerekmez mi?

Allah’ın emri olan ibadet, dinî bir görevdir ve Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır. İbadet, Allah’ın emrettiği ve peygamberimizin öğrettiği şekilde yapılması gerekir. Bu sebeple, ibadetlerde azaltma veya çoğaltma olamayacağı gibi herhangi bir değişiklik de söz konusu olamaz.

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet