İbn Arabî’ye Neden “Şeyh-i Ekber” Denmiştir? Tarîkat Silsilesi Var mıdır?
İbn Arabî’ye neden “Şeyh-i Ekber” denmiştir? Tarîkat silsilesi var mıdır? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...
İbn Arabî, tasavvufî tefekkürün en önemli sîmasıdır. Eserleri kendisinden önceki tasavvuf kültürünün sistematik ve zengin bir yorumudur. İspanya’dan Anadolu’ya uzanan; Kuzey Afrika, Mısır, Hicaz ve Şam’ı içine alan geniş bir hayât coğrafyası içinde yaşayan İbn Arabî değişik ilim ve irfân erbâbıyla görüşerek kendini çok iyi yetiştirmiş bir sûfîdir. Bu yüzden talebeleri ve sevenleri kendisini Şeyh-i Ekber diye isimlendirmişlerdir.
İbn Arabî pek çok şeyhle görüşmüş olmasına rağmen formel anlamda herhangi bir şeyhin yanında seyr u sülûk tamamlamış değildir. Ancak sâhip olduğu kâbiliyetler sebebiyle gerek tasavvufî hayâta, gerekse tasavvufî düşünceye dâir esâslı fikir ve yorumlar ortaya koymuştur. Onun Şeyh-i Ekber sıfatına izâfetle “Ekberiyye” tarîkatının kurucusu olduğu söylenirse de genelde böyle bir tarîkatın olmadığı kabûl edilir. Kâdirîlik’in bir kolu olduğu öne sürülen Ekberiyye silsilesi, devam edememiştir. Ancak onun fikirlerini benimseyen tüm sûfîlere “Ekberî” denmektedir. Kendisi rûhânî kişiliği sebebiyle büyük velîlerden Hz. Peygamber (s.a.)’e kadar pek çok kimse ile görüştüğünü kaydetmektedir.
Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları