İbn-i Arabî Hazretleri’nin Duası
Hak dostlarından Muhyiddin İbnü'l Arabi Hazretleri’nin duasını yazımızda okuyabilirsiniz.
İbn-i Arabî -rahmetullâhi aleyh- şöyle dua ediyor:
İBNÜL ARABİ HAZRETLERİ’NİN DUASI
Allâh’ım! Kalplerimizi kendine bağla. Bizi, her işinde sana dayanıp güvenen ve tevekkül edenlerden eyle. Katında olan rahmetini hepimize şâmil kıl. Bizleri doğruya erenlerden, doğruyu (hidâyeti) gösterenlerden eyle. Sapan ve saptıranlardan eyleme.
Rabbimiz! Bizleri ve îmân ile daha önce bizi geçmiş din kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, îmân edenlere karşı hiçbir kin bırakma. Rahmetinle bizi sâlih kulların arasına kat. Sensin en üstün bağışlayıcı. Bize dünyada ve âhirette iyilik yaz. Tevbe ile Sana geldik Rabbimiz. İndirdiğine îmân ettik. Rasûlüne bize getirdiğine îmân etmek sûretiyle tâbi olduk. Artık bizi şahidlerle beraber yaz.
Allâh’ım, Senden ne diledimse ve neden sığındımsa bunların tamamını, kendim için, anne-babam için, akrabam için, ehl-ü iyâlim için, yakınlarım ve komşularım için, müslümanlardan benim yanımda bulunanlar için, beni tanıyanlar için yahut da beni duyup sonra da güzellikle ananlar için, beni tanımayanlar için ve bütün bu kimselerin anne babaları, çocukları, kardeşleri, eşleri, kabileleri ve akrabaları için, mü’min erkekler ve müslüman kadınlar için ve bunların hayatta kalanları ve ölenleri için, benim hakkımda hayır düşünen, düşünmeyen herkes için de olmasını dilerim. Bana vereceğin her şeyi onlara da veriver. Beni muhafaza ettiklerinden onları da muhafaza ediver. Muhakkak ki Sen, her türlü hayrı hibe edip bağışlayıcı ve her zararı defedicisin. Ve Sen her şeye kâdirsin.
Allâh’ım, muhakkak ki ben, canımla, şahsiyetimle, malımla, dinimle kullarına infakta bulundum. Bütün bunların karşılığında onlardan ne dünyada ne de ukbâda hiç bir şey talep etmeyeceğim. Sen de buna böylece şâhid ol Rabbim!
Allâh’ım, Muhammed’e, onun ehl-i beytine salât ve selâm eyle. Muhammed’e ve ehl-i beytine hayır ve bereketler ihsan eyle. Âlemler içinde İbrâhim’e, onun ehl-i beytine salât ve selâm eyleyip bereketler ihsan ettiğin gibi… Muhakkak ki sen hem Hamîd’sin, hem de Mecîd’sin. Ve O’na “vesile” makamını ihsan buyur. Fazilet ve yüksek derecelere ulaştır. Vaat buyurduğun Makâm-ı Mahmûd’u ver. Zîra sen vaadinden dönmezsin. Bizden ve ümmetinden dolayı O’nu hayırla mükâfatlandır, Muhakkak ki O sallâllâhu aleyhi ve sellem, üzerindeki tebliğ vazifesini gereği gibi yerine getirdi. Ümmetine samimi bir şekilde nasihatlerde bulundu. Bu konuda bütün gücünü sarfetti.
Kaynak: Mehmet Lütfi Arslan, Marifet Meclisleri, Erkam Yayınları
YORUMLAR