İbrahim Koçaşlı Vefât Etti

Edirne'nin mânevi büyüklerinden ve emekli müftüsü İbrahim Koçaşlı Hocaefendi bu akşam (6 Temmuz 2015 Pazartesi) Hakk'ın rahmetine kavuştu. Cenaze Namazı yarın (7 Temmuz 2015 Salı) öğlen namazını müteakip Edirne Selimiye Camii'nden kılınacaktır. Allah rahmetiyle muâmele buyursun inşallah.

İBRAHİM KOÇAŞLI KİMDİR?

1935 yılında Karaman İli Ermenek İlçesi Halimiye (Tepebaşı) nahiyesinde doğdu. İlk öğrenimden sonra 1953'te hafızlığını tamamladı. Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu Müftülük-Vaizlik ve Feraiz imtihanlarını kazandı.Almış olduğu vaizlik vesikası ile 2 yıl İstanbul'da Fatih, Yeni Cami, Sultan Ahmet vb. camilerde vaizlik yaptı. 1959 'da Balıkesir vaizliğine tayin edildi. 1972 yılında Ankara İlahiyat Fakültesinden mezun oldu.

Hayatı ilim ve hizmetle geçen İbrahim Koçaşlı Hocaefendi’nin Sünen-i Ebu Davud tercümesi, Hac Rehberi, Sevad ül- Azam, Manzum İslam İlmihali, Darim-i Kaside-i Nuniye Terceme ve Şerhi, el-İtkan fi Ulum il-Kur'an Tercümesi isimli basılmış eserleri de mevcuttur.

 

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • Sen gittin sesin kaldı. Bu dünyada hoş bir seda bıraktın. Mekanın cennet, ruhun şad olsun.Mevlam rahmet eylesin.

    ''alimin ölümü alemin ölümüdür'' mevla rahmet eylesin.makamı cennet olsun.hocamız çok kıymetli bir şahsiyetti.

    islam aleminin en değerli hocalarından olan merhum ibrahim koçaşlı hocama ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet peygamberimiz SAV EFENDİMİZE komşu olsun tüm islam aleminin ve edirnenin başı sağolsun.

    Tanimakla bahtiyar oldugum merhum Ibrahim Kocasli hocama Cenab-i Hakk'tan gani gani rahmet diliyorum.

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.