İbrahim Suresi 8. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
İbrahim Suresi 8. ayeti ne anlatıyor? İbrahim Suresi 8. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
İbrahim Suresi 8. Ayetinin Arapçası:
وَقَالَ مُوسٰٓى اِنْ تَكْفُرُٓوا اَنْتُمْ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ جَم۪يعًاۙ فَاِنَّ اللّٰهَ لَغَنِيٌّ حَم۪يدٌ
İbrahim Suresi 8. Ayetinin Meali (Anlamı):
Mûsâ devamla: “Siz ve yeryüzünde bulunan herkes birlikte Allah’a nankörlük etseniz bile bunun Allah’a bir zararı olmaz. Çünkü Allah’ın hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ve her türlü övgüye lâyıktır” demişti.
İbrahim Suresi 8. Ayetinin Tefsiri:
Şükür,
nimet vereni tanımak, ona saygı duymak ve verilen nimeti, o nimetin yaratılış
gayesi ve veriliş hikmeti istikâmetinde kullanmaktır. Malın şükrü muhtaçlara
yardım etmek, ilmin şükrü bunu bilmeyenlere öğretmek ve insanların faydasına
kullanmak, sıhhatin şükrü ise ibâdet ve hizmet etmektir.
Allah
Teâlâ’nın kuluna nimeti iki türlüdür: Maddî nimetler, manevî nimetler. Bu
nimetlerin her birine, kendilerine münasip bir tarzda şükretmek gerekir.
Şükredildiği nispette de bu nimetlerin artacağı müjdesi verilmektedir.
Nankörlüğün ise nimetlerin elden gitmesine ve azabın gelmesine sebep olacağı
ikazı yapılmaktadır.
Ebû
Ali Cürcânî şöyle der: “İslâm nimetine şükrederseniz buna ilâve olarak imanı
veririm. İman üzere bana hamdederseniz buna ilâveten ihsânı veririm. Buna
şükrederseniz mârifeti veririm. Mârifete şükrederseniz sizi vuslat makamına
eriştiririm. Buna şükrederseniz sizi kurbiyet derecesine eriştiririm. Bu nimete
de şükretmeniz sebebiyle sizi üns ve müşâhede halvetgâhına ulaştırırım. Bu
ifadelerden anlaşılmaktadır ki şükür, terakkînin merdiveni ve manevî derecelere
yükselmenin vâsıtasıdır.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, IV, 512)
Şu
altı şeyden nasibi olan kişi, şu altı şeyden mahrum kalmaz:
›
Şükürden nasibi olan nimetin artmasından mahrum kalmaz. Çünkü
Allah Teâlâ: “Şâyet şükrederseniz, size olan nimetlerimi artırır da
artırırım” (İbrâhim 14/7) buyurur.
› Sabırdan
nasibi olan sevaptan mahrum kalmaz. Çünkü Allah: “Ancak hakkiyle
sabredenlere mükâfatları hesapsız bir tarzda ödenecektir” (Zümer 39/10)
buyurur.
›
Tevbeden nasibi olan tevbesinin kabul edilmesinden mahrum kalmaz.
Nitekim: “Allah, kullarının tevbesini kabul eder” (Şûra 42/25) buyrulur.
›
İstiğfardan nasibi olan bağışlanmaktan mahrum kalmaz. Zira “Rabbinizden
bağışlanma dileyin! Çünkü O, günahları çokça bağışlayıcıdır” (Nûh 71/10) buyrulur.
›
Duadan nasibi olan duasına icâbetten mahrum bırakılmaz. Çünkü
Cenâb-ı Hak: “Bana dua edin, size cevap vereyim” (Mümin 40/60)
buyurmaktadır.
›
İnfaktan nasibi olan, infak ettiklerinin yerine daha iyilerinin
gelmesinden mahrum olmaz. Çünkü, “Şunu bilin ki, hayır yolunda ne
harcarsanız, Allah onun yerine yenisini verir” (Sebe’ 34/39)
buyrulmaktadır.
Allah
Teâlâ hiçbir şeye olmadığını bir hadis-i kudsîde şöyle haber verir:
“Kullarım!
Öncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz en müttakî bir kişinin
kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümde herhangi bir şey artırmaz.
Kullarım! Öncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız, cinleriniz, en günahkâr
bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu benim mülkümden en küçük bir
şey eksiltmez. Kullarım! Öncekileriniz, sonrakileriniz, insanlarınız,
cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her
birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak, iğne denize daldırılıp
çıkarıldığında denizden ne kadar eksiltebilirse işte o kadar azaltır.” Müslim, Birr
55)
Şâir
de bu mânaları şöyle terennüm eder:
Darr
ü nef’-i küfr ü dîn olur âid sana
Sâni’-i
âlem ganîdir küfr ü dîninden senin.” (Münîb, Hoca Mustafa)
“Senin
Allah’a iman edişin de, iman etmeyip küfür ve nankörlük içinde bulunuşun da hep
sana ait bir meseledir. Yoksa Allah, senin iman veya küfrüne karşı mutlak
sûrette müstağnîdir. Ne imanına ihtiyacı vardır, ne de küfründen bir zarar
görür.”
O
halde ey insanlar! Gönül dünyanızı saran gaflet perdelerini yırtıp, kalpleri
yerinden sarsan şu dehşetli uyarılara kulak verin:
İbrahim Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
İbrahim Suresi 8. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...