İbretlik Bir Hikaye
İnsana düşünmesi ve akletmesi için bir çok örnek vardır fakat bu öyle ibretlik bir kıssa ki her dinleyen kendine ibret alır...
İnfak, insanlara yardım en kıymetli hasletlerdir. İnfak etmek kadar onu ihtiyaç sahibine zamanında vermekde bir o kadar kıymetlidir.
Bir derviş, Hasan-ı Basrî Hazretleri’nden bir şey istemişti. O da hemen ayağa kalkıp gömleğini çıkardı ve dervişe verdi.
“–Efendim, eve gidip oradan bir şeyler verseydiniz olmaz mıydı?!.” dediler. Hazret şu cevabı verdi:
“–Bir defasında ihtiyaç sahibi biri mescide gelip; «Karnım aç!» demişti. Biz gaflet edip hemen yiyecek getirmedik. Sabah namazına geldiğimizde bir de baktık ki, zavallı ölmüş. Kefenleyip defnettik. Ertesi gün, bir zuhûrat olarak, fakiri sardığımız kefenin mihrapta durduğunu ve üzerinde; «Kefeninizi alın, Allah kabul etmedi!» yazdığını gördük. İşte o gün;
«Bundan sonra bir ihtiyaç sahibini gördüğümde onu bekletmeyeceğim, hemen ihtiyacını göreceğim.» diye yemin ettim. (Bkz. Darîr Mustafa Efendi, Yüz Hadis Yüz Hikâye, İstanbul 2001, s. 157)
Mazlum kardeşlerimize mânevî destek de olmalıyız. Hiçbir şey yapamasak, yapabileceğimiz asgarî destek, beş vakit namazda ve seher vakitlerinde onlar için duâ etmektir. Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz; kardeşliğin üzerinde çok durur, dâimâ kardeşlerine duâ eder ve bizim de duâ etmemizi arzu buyururdu.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Aralık Sayı: 154