İçinde Namaz Kılınan Elbiselerin Sayısı ile İlgili Hadisler

Namazda nasıl elbise giyilir? İçinde namaz kılınan elbiselerin sayısı ile ilgili hadisler…

Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize bir kat elbise içinde namaz kılmaktan soruldu. “Her birinizin ikişer elbisesi mi var?” cevabını verdi. (Ebû Dâvûd, Salât, 78/625; Buharî, Kitâbu’s-Salât, b. 4, s. 95, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 52, n. 515, s. 367, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-İmâmet, b. Essalât fi sevbin vahid, n. 764, s. 70, c. 2; İbn-i Mâce, Kitâbu’l-İkâmeti’s-Salât, b. 69, n. 1047, s. 333)

Hadisin Açıklaması

Bütün azalarını örten bir tek uzun gömlek içerisinde namaz sahih olur. Gaye setr-ü avrettir. Tek gömlekle de olsa setr-ü avret temin edildiğinde onunla namazın kılınmasında beis yoktur. Gömlekten maksat çeneden topuğa kadar uzanan uzun gömlektir.

*

Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:

“- Sizden biriniz bir tek elbise içinde omuzunda o elbisenin bir kısmı bulunmadan namaz kılmasın” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 78/626; Buharî, Kitâbu’s-Salât, b. 5, s. 95, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 52, n. 516, s. 368, c. 1; Nesêi, Kitâbu’l-İmâmet, b. Esselâtü fi sevbin vahid leyse alâ âtikıhi şey. n. 770, s. 76, c. 2)

Hadisin Açıklaması

Belden aşağıya bağlanmış peştemal ile namaz kılmak mekruhtur. Çünkü; omuzlar sırt ve göğüs açık kalıyor. Erkeklerin bu azalarım örtmeleri namazın adabındandır.

İmâm-ı Azam, Mâliki ve Şâfiî hazretlerinin görüşü böyledir. Ahmed bin Hanbel’e göre: Omuzunu örtecek elbisesi olduğu halde omuzu açık namaz kılanın namazı sahih olmaz. Delili de bu hadis-i şeriftir. (Bezl-ül-Mechüd, c. 4, s. 284)

*

Ebû Hüreyre radıyallahu anhdan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:

“- Sizden biriniz bir tek elbisede namaz kıldığı vakit iki tarafını çaprazlamasına omuzlarına atsın” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 78/627; Buharî, Kitâbu’s-Salât, b. 4, n. 94, c. 1)

Hadisin Açıklaması

İhram gibi dikişsiz bir elbiseye bürünen kimse sağ ucunu sol omuzuna, sol ucunu sağ omuzuna atarak namazını kılar, böyle uçları omuzlara atılınca dikili elbise giyilmiş gibi vücudu örter.

*

Ömer bin Ebû Seleme radıyallahu anhdan:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi, “Bir elbiseye bürünmüş iki tarafını iki omzuna çaprazlamasına atmış olarak namaz kıldığını gördüm.” (Ebû Dâvûd, Salât, 78/628; Buharî, Kitâbu’s-Salât, b. 4, s. 94, c. 1; Müslim, Kitâbu’s-Salât, b. 52, n. 517/280, s. 369, c. 1; Tirmizî, Kitâbu’s-Salât, b. 254, n. 339, s. 166, c. 2; Nesêi, Kitâbu’s-Salât, b. Salât fi sevbın vahid, n. 763, s. 70, c. 2; İbn-i Mâce, Kitâbu’l-İmâmet, b. 69, n. 1049,s. 333, c. 1)

*

Kays bin Talk radıyallahu anhın babasından:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme gelmiştik, bir adam geldi ve “Ey Allah’ın Rasûl-i bir tek elbisede namaz kılmaya ne buyurursunuz,” dedi.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem gömleğini çıkardı, ridasının üzerine geçirdi, ikisini birden büründü (ikisini bir elbise haline getirdi) sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kalktı bize namaz kıldırdı. Namazı bitirince:

“- Hepiniz iki elbise bulabilir misiniz?” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Salât, 78/629)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ÖRTÜNMENİN (TESETTÜRÜN) HÜKMÜ

İslam’da Örtünmenin (Tesettürün) Hükmü

ÖRTÜNMEK İLE İLE İLGİLİ AYETLER

Örtünmek ile İle İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.