İçme Suyunda Nelere Dikkat Edilmeli?

Dünya genelinde her geçen gün doğal su kaynakları azalarak güvenli içme suyuna erişim zorlaşmaktadır. 22 Mart Dünya Su Günü’nde sağlıklı su kullanımına dikkat çeken uzmanlar, günlük su tüketim miktarının yanı sıra, içilen suyun güvenli olması ve sağlığımız için yararlı mineraller bakımından zengin olması oldukça önemli olduğunu vurguluyorlar.

Dünyada su kaynaklarına olan ihtiyaç gün geçtikçe artarken, sınırlı olan bu kaynaklar bilinçsiz kullanım, endüstriyel ve evsel atıklar, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımıyla kirlenmekte. Musluklardan akan suyun ise içinde gizli tehlikelerin olduğundan bahsede uzmanlar, su arıtma cihazları artık şehir hayatının zorunluluğu olduğunu, sağlıklı ve güvenli suya ulaşmanın her geçen gün zorlaşacağını belirttiler.

SAĞLIK İÇİN NE KADAR TÜKETİLMELİ

Sağlık için gün içinde tüketilen suyun miktarı kadar tükettiğimiz suyun güvenli ve temiz olması, vücudumuzun ihtiyacı olan minerallere sahip olması da çok önemlidir. Özellikle evlerimizde kullandığımız musluk sularının zamanla paslanan borular yüzünden hastalıklara neden olduğunu unutmamamız gerekiyor. Paslanan borularla birlikte zararlı bakterilerin de sadece içtiğimiz su ile değil gündelik kullandığımız su ile de vücudumuza kolayca girebildiğinin farkında olmalıyız.

GÜNÜMÜZ SU ARITMA VE TÜKETİMİ

Günümüzde su arıtmanın, hem var olan kaynaklarımızı korumak hem de sağlıklı su tüketmek için hayati öneme sahip olduğunu unutmamamız gerekir. Aşırı su tüketiminden kaçınarak, vücudumuzun PH dengesini düzenlemenize yardımcı olacak alkalin suyu da tüketmek gerekmektedir.   Temiz suya sahip olmanızın yanında vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm minerallerin de suda kalmasını sağlamak gereklidir.

Kaynak: yeniakit.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.