İfrit Nedir?

İfrit nedir, ne yapar? İfrit neye / kime / kimlere denir? İfritin özellikleri nelerdir? İfrit kelimesi Kur’an’da ve hadislerde geçiyor mu?

İfrit, “Cinlerin reisi veya en güçlü, zeki, kurnaz ve zararlı olanı”dır.

İFRİT NEDİR?

İfrît kelimesi, “kurnaz, şerir, çetin, yaratılışı güçlü, kızgın ve öfkeli (kimse)” anlamına gelir.

İfrit, Cinlerin en güçlü, en zararlı, en korkunç, en zeki ve kurnaz olanlarına denir.

Kur’ân-ı Kerîm’de ifrit kelimesi bir defa “Cinlerden bir ifrit: «Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz» dedi.” geçmektedir. (en-Neml 27/39).

İFRİT KUR’AN’DA  VE HADİSLERDE GEÇİYOR MU?

Kur’an’ın cinler arasında yer aldığını bildirdiği ifrit, Taberî’ye göre cinlerin reisi veya onların en güçlüsü, Mücâhid ve Katâde’ye göre en azgını, Ma‘mer’e göre en zeki ve kurnazıdır (Taberî, XIX, 161-162; Fahreddin er-Râzî, XXIV, 197).

Bir hadiste ifritten şöyle bahsedilir:

“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (sav.) bir gün şöyle buyurdu: «‒Cin tâifesinden bir ifrit dün gece namazımı bozdurmak için ansızın bana hücûm etti. Lâkin Allah Teâlâ (beni gâlip getirip) ona istediğimi yapmaya fırsat verdi. Sabah olunca hepiniz onu görüp seyredesiniz diye Mescid’in direklerinden birine bağlamak istedim. Fakat kardeşim Hz. Süleyman’ın (as.): “Yâ Rab, bana mağfiret et ve benden sonra kimseye olmayacak bir mülkü bana bağışla!” (Sâd, 35) demiş olduğu hatırıma geldi (de ifriti, âciz, zelil ve hakîr olmuş vaziyette geri gönderdim).»” (Buhârî, Salât, 75, Enbiyâ, 40; Müslim, Mesâcid, 39)

İslam ve İhsan

MESCİDE GİREN İFRİT

Mescide Giren İfrit

CİNLER ALEMİ | CİNLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Cinler Alemi | Cinlerin Özellikleri Nelerdir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.