İftar ve Sahurda "Ağız Sağlığı İçin Süt Ürünleri Tüketin" Tavsiyesi

İftar ve sahurda özellikle bol sıvı, süt ve süt ürünleri, lifli gıdalar tüketilmesi tavsiye ediliyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Ana Bilim Dalı Dr. Burak Alemdağ, ağız ve diş sağlığına Ramazan'da ekstra dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

RAMAZAN'DA "BOL SIVI TÜKETİN"

Ramazan'ın sıvı tüketiminin azaldığı bir dönem olduğunu ifade eden Alemdağ, "Biz hastalara çoğunlukla bol sıvı tüketmelerini, özellikle iftar sonrasında lifli besinlerle beslenmelerini, C ve D vitamini açısından zengin besinler tüketmelerini, rafine şeker gruplarından, işlenmiş tahıllardan uzak durmaları öneriyoruz." diye konuştu.

DİŞLER İKİ DEFA FIRÇALANMALI

Alemdağ, bu sayede ağız mikroflorasının kuvvetlendirilmesini ve diş eti hastalıklarına direnç geliştirilmesini umduklarını vurguladı.

İftardan yarım saat sonra diş fırçalamayı tavsiye eden Alemdağ, "Bu da 2 dakikadan az olmayacak, her dişi tek tek fırçalayacak şekilde olmalı. Üst çenede dişler yukarıdan aşağıya, alt çenede ise aşağıdan yukarı süpürme hareketi olacak şekilde ağzın her bölgesi tek tek fırçalanmalı." ifadelerini kullandı.

Dil temizliğinin de ekstra önemli olduğuna dikkati çeken Alemdağ, "Muhakkak dil temizliği de fırçalarla ya da dil kazıyıcılarla yapılmalı." dedi.

Alemdağ, Ramazan'da iftarda ve sahurda olmak üzere iki kez diş fırçalanması gerektiğini dile getirerek, şunları anlattı:

"Gün içerisinde uzun süre sıvı almadan ağız kuruluğuyla baş başa kalıyoruz ve bu süreçte hastaların ağız bakımlarına özen göstermeleri gerekiyor. Yediğimiz içtiğimiz şeylerle beraber de bir miktar ağız temizliği dil hareketleriyle, yanak hareketleriyle olur fakat bu Ramazan'da sınırlanıyor. Doğal olarak bizim normal zamanlardaki gibi günde iki kere fırçalama yapmamız gerekiyor."

İFTAR VE SAHURDA "AĞIZ SAĞLIĞI İÇİN SÜT ÜRÜNLERİ TÜKETİN"

Alemdağ, iftar ve sahurda ağız ve diş sağlığı için süt ürünleri tüketiminin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Özellikle süt ve süt ürünleri ile beslenmeyi, lifli gıdalar tüketmeyi öneriyoruz çünkü diş eti hastalıkları sadece dişlerle sınırlı değil, bağışıklığımız düştüğünde diş eti hastalıklarına yatkınlığımız da artıyor. Ağzımızda bulunan bakteriler birçok bireyde ortak olarak var fakat insanların bağışıklığı düştüğü anda bunlar etkilerini göstermeye başlıyor."

Bağışıklığı güçlendirecek şeyleri muhakkak yapmak gerektiğini belirten Alemdağ, "Ramazan'da da bunları süt ürünleri olan yoğurt, peynir, kefir gibi ya da lifli gıdalar, vitaminler ve protein gibi dengeli besinlerle desteklemek lazım. Öteki türlü diş etine olan saldırı artar." diye konuştu.

RAMAZAN'DA "ÇAY VE KAYVEYİ AZALTIN"

Burak Alemdağ, çay ve kahvenin de mümkün olduğu kadar az tüketilmesini önererek, şunları kaydetti:

"Hastalara sigara kullanmamasını da öneriyoruz ama içen hastaların da azaltması gerekiyor çünkü bunların da ağız kokusu ve ağız kuruluğu yapma ihtimali yüksek. Onun dışında yine hastalarda ağız kokusuna sebep olan şeylerden biri de beslenmede kullandığımız soğan, sarımsak gibi ağız kokusu yapabilecek gıdalar. Ağız kokusundan şikayetimiz varsa bunları da mümkün olduğu kadar azaltmak gerekiyor."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

SAHUR VE İFTARDA NE YENİR?

Sahur ve İftarda Ne Yenir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.