İftardan Sonra İçtiğiniz Sigara Son Sigaranız Olabilir

İftardan hemen sonra sigara içmek zararlı mı? İftardan sonra arka arkaya ve çok miktarda sigara içmek kalp krizi riskini artırıyor mu? Prof. Dr. Dilek Toprak açıkladı.

Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dilek Toprak, Ramazan ayının sigara bağımlılığından kurtulmak için büyük bir fırsat olduğunu ifade etti.

İftarla sahur arasında aşırı sigara tüketiminin vücut için çok zararlı olduğuna dikkati çeken Toprak, oruçken vücuttan uzaklaşan sigarayı hatırlamadan bırakmanın daha kolay olabileceğini dile getirdi.

Toprak, Ramazan'ın en büyük avantajlarından birinin pasif içici sayısının azalması olduğunu vurguladı.

Oruç tutan sigara bağımlılarının vücudunda gün boyu nikotin eksikliği olduğunu anlatan Toprak, “Bu nedenle iftarda hemen sigaraya adeta saldırıyorlar. Bu durum sahura kadar böyle devam ederse çok yoğun bir nikotin bombardımanına neden olur. Bu da vücut için çok zararlı. Gün boyu eksiklik, sonra birden kısa zamanda nikotin en yüksek noktaya ulaşıyor. Biz bunu kesinlikle istemiyoruz.” dedi.

“NİKOTİN ZEHİRLENMESİNE DİKKAT”

Toprak, sigaradaki aktif maddenin nikotin olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

“Bir sigarada ortalama 0,5 miligram nikotin vardır ve nikotin alındıktan sonra 15 saniye içinde beyne ulaşmaktadır. Ramazan'da 16-17 saat sigara içmeyip iftardan sahura kadar olan sürede çok fazla sigara içilmesi durumunda aşırı nikotine bağlı belirtiler ortaya çıkabilir. Nikotin zehirlenmesinin belirtileri olan ateş, bulantı, kusma, tükürük salgısında artış, tansiyonda yükselme, kalp hızında artma, solukluk, güçsüzlük, bağırsak hareketlerinde artış ve buna bağlı karın ağrısı, ishal, baş dönmesi, baş ağrısı, titreme ve soğuk terleme görülebilir.”

İftar ve sahur arasında aşırı sigara içilmesinden özellikle kaçınılması gerektiğine işaret eden Toprak, şunları kaydetti:

“Nikotin zehirlenmesi beyin fonksiyonlarını da etkileyerek hafızada azalma, şaşkınlık hali, duygusal algı bozuklukları, bulunduğu yer ve zamanı karıştırma gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Buna bağlı özellikle kalp-damar hastalığı öyküsü veya riski olanlarda arka arkaya ve çok sayıda sigara içilmesi hiç sağlıklı değil. Çok sayıda içilen sigara kanda nikotin seviyesini yükselterek, tansiyon ve kalp hızındaki artışla kalp krizi riskini de artırmaktadır. İftardan sonra arka arkaya ve çok miktarda sigara içmek kalp krizi ve ölüm riskini artırıyor.”

“RAMAZAN, SİGARAYI BIRAKMAK İSTEYENLERE MANEVİ DESTEK OLUYOR”

Toprak, kişinin sigarayı bıraktığında içme isteği duymasının nedeninin “vücutta nikotin düzeyinin düşmesi” olduğunu söyledi.

Nikotin eksikliğinin kendini çeşitli belirtilerle gösterebileceğini anlatan Prof. Dr. Toprak, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu belirtilerden bazıları konsantrasyon güçlüğü, huzursuzluk, sinirlilik, iştah artışı, baş dönmesi ve uyku bozukluğudur. Bağımlı kişi bu olumsuzlukları yaşamamak için yeniden başlayabilir. Bu sebeple bağımlılık arttıkça ilaç destek tedavisi ihtiyacı da o kadar fazla olur. Bu kişilerin uzmanlardan destek alması bağımlılıktan kurtulma şansını artırır. Sigarayı bırakmak için ramazan ayı değerlendirilebilir. Bu ay hastalarımıza manevi destek oluyor.”

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

SİGARA İÇMEK HARAM MI?

Sigara İçmek Haram mı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.