İhlâs Suresi 1. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
İhlâs Suresi 1. ayeti ne anlatıyor? İhlâs Suresi 1. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
İhlâs Suresi 1. Ayetinin Arapçası:
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ
İhlâs Suresi 1. Ayetinin Meali (Anlamı):
De ki: O Allah birdir.
İhlâs Suresi 1. Ayetinin Tefsiri:
Allah
Teâlâ birdir, tektir. O, “Baba, Oğul ve Rûhu’1-Kudüs” üçlüsüne inanan hıristiyanların
dediği gibi değildir. Yine O, birçok ilâhın varlığına inanan müşriklerin
inandığı gibi de değildir.
Allah’ın
“bir” olarak vasıflanmasının üç mânası vardır ve her bir Yüce Allah hakkında
doğrudur:
› O birdir.
O’nun yanında ikinci bir ilâh yoktur. Bu, O’nun sayı mânasında “bir” olmadığını
ifade eder. Aslında bu sûreden maksat, müşriklere bir cevap olarak, Allah’ın
ortağı olmadığını bildirmektir.
› O tektir,
benzeri ve ortağı yoktur. Nitekim, “Falan şahıs, asrında tektir” dendiğinde bu,
onun benzeri olmadığı anlamına gelir.
› Allah birdir;
bölünmez, parçalara ayrılmaz.
Cüneyd-i
Bağdâdî (k.s.)’a:
“Tevhidin
tam ve hâlis şeklini, özünü bize anlatır mısın?” dediler. Şöyle anlattı:
“Tevhid,
kulun sonunun başlangıcına benzemesidir. Bu beden kalıbına girmeden önce ne
şekildeyse, yine öyle olabilmesidir. Tevhid, sûfînin yalnız kaldığı bir
makamdır. Tevhid, vatandan ayrılmanın, sonradan yaratılma diye bir şeyin bahis
konusu olmadığı bir makamdır. Tevhid, savaşların ve cenklerin olmadığı bir
makamdır. Tevhid, bilginin ve cehlin geride bırakılıp çıkıldığı bir derecedir.
Nihâyet tevhid, cümle mekânın Hak varlığında yok olduğu yüce bir makamdır.” (Velîler
Ansiklopedisi, I, 282)
Kur’ân-ı
Kerîm, Allah Teâlâ’nın birliğinin delillerini anlatır. Bunlar pek çoktur.
Bunlardan şu dört tanesine yer vermek faydalı olacaktır:
Birincisi;
“Yaratan, yaratamayan gibi olur mu hiç?” (Nahl 16/17) âyet-i kerîmesinde
dile getirilen hakikattir. Bu, yaratma ve meydana getirme delilidir. Yüce
Allah, bütün varlıkların yaratıcısıdır. O’nun “yaratma” fiilinin dışında oluşan
hiçbir varlık yoktur. Böyle olunca onlardan herhangi birinin Allah’ın ortağı
olması mümkün değildir.
Şâir
der ki:
“Mevc-i kesret nev-be-nev hep bahr-i vahdetten gelir
Âlem-i imkâna her vâr vâhidiyetten gelir.” (Aczî,
Mirzâde Mustafa)
“Kâinatta
gördüğün sayısız varlıklar hep aynı kaynaktan, aynı tek varlıktan, daha doğrusu
Allah’tan gelmektedir. Onların çokluğu seni aldatıp tevhidden uzaklaştırmasın.”
İkincisi;
“Eğer göklerde ve yerde Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, ikisinin de dengesi
ve düzeni kesinlikle bozulur giderdi. Arşın Rabbi olan Allah, onların
yakıştırdığı her türlü çirkin vasıflardan uzaktır, yücedir!” (Enbiyâ 21/22)
âyetinde beyân edilen gerçektir. Bu, Allah Teâlâ’nın kâinatı büyük bir nizam
içinde, sağlam ve eşsiz yaratmasının delilidir.
Üçüncüsü;
“Rasûlüm! De ki: «Faraza, onların iddia ettikleri gibi Allah ile beraber
başka ilâhlar olsaydı, bu takdirde o ilâhların hepsi, arşın sahibine ulaşmak
için mutlaka bir yol ararlardı»” (İsrâ 17/42) âyetinde açıklanan
delildir. Bu, Cenâb-ı Hakk’ın hâkimiyet ve üstünlük delilidir.
Dördüncüsü;
“Allah aslâ çocuk edinmemiştir. O’nunla birlikte başka bir ilâh da yoktur.
Eğer olsaydı, o takdirde her bir ilâh kendi yarattıklarını yanına alır ve
mutlaka biri diğerine üstünlük kurmaya çalışırdı. Allah, onların uydurduğu
noksan sıfatlardan pak ve uzaktır” (Mü’minûn 23/91) âyetinde beyân edilen
husustur. Bu da, birden çok ilâh olduğu takdirde çekişme ve üstün olmaya
çalışma olacağına dâir delildir.
Bu
ve benzeri nice deliller, Allah Teâlâ’nın birliğini ispat eder. O’nun sonsuz
kudretiyle tek başına tüm varlığı yaratıp idare ettiğini açıklar:
İhlâs Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
İhlâs Suresi 1. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR