İhsan ve Murakabe Haline Ulaşmanın Merhaleleri
Kimseyi incitmemek insanın elindedir. Bir de kimseden incinmemek vardır ki, o daha zordur. Zîrâ irâde ile kalbe hâkim olmak pek müşkildir. Dolayısıyla incitmemek yolun başlangıcı ise, incinmemek de sonudur. İkisi arasında katedilmesi gereken uzun mesâfeler vardır. Bu yollarda ilerleyebilmek, büyük bir gayret ve mücâhede ister.
İnsan, kimseyi incitmemekten başlayıp kimseden incinmeme fazîletine doğru uzanan yolda mesâfe katedebilmek için seyr u sülûküne hassâsiyet göstermelidir. Nefis tezkiyesi ve kalp tasfiyesi, en ciddî meselesi olmalıdır. Mücâhedeyi şevk ve azimle îfâ edenler için kalp, Allah Teâlâ’nın istediği kıvâma yâni “selîm” hâle gelir. Böylece kul da ihsan ve murâkabe hâline ulaşır. Bu merhalede ise şu üç hâl müşâhede edilir:
1) Kimseyi incitmemek: Bu, ittikâ ehlinin hâlidir. Kalp, nefsin şerrinden korunur ve güzel ahlâk teşekkül eder.
2) Kimseden incinmemek: Bu da, muhabbet ehlinin hâlidir. Fânîlerin medih ve yermeleri bir ehemmiyet ifâde etmez. Tıpkı güneş ışığı karşısında aydınlatma ve karartmaların bir önemi olmadığı gibi.
Şâir bu hâli şöyle ifâde eder:
Cihân bağında ey âşık budur maksûd-i ins ü cin;
Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin!
3) Dünyâ menfaatiyle Âhiret karşı karşıya gelince, Âhireti tercih ederek rızâ-yı ilâhîyi hedeflemek.
Zîrâ insan hiç kimseye eziyet etmeyince Allah Teâlâ’nın huzûruna verâ ve takvâ ile, kimseden incinmeyince vefâ ile, yaptığından mükâfat beklemeyince de ihlâs ile gelir.
İHSAN VE MURAKABE HALİNE ULAŞMAK
Hâsılı kimseyi incitmeden ve kimseden incinmeden büyük bir îman lezzeti içinde huzurlu bir ibâdet ve hizmet ömrü sürebilmek, kâinât kitâbının sayfalarını okuyabilmek ve varlıkların hâl lisânından anlayabilmek, İslâm’ın zirvesini teşkil eden ihsan ve murâkabe hâline ulaşmanın bir meyvesidir. Bir kul, devamlı “Allâh” derken ve ölüm gerçeğinin farkında iken ibâdet ve davranışlarına îtinâ gösterir, herhangi bir gönlü incitmemenin hassâsiyeti içinde yaşar. Yâni hiç kimseye ne diliyle ne de davranışlarıyla bir diken batıramaz. Bununla birlikte insanların eziyet ve sıkıntılarına da sabırla katlanır, kimseden incinmemeye çalışır. Allâh’ın rızâsına ulaştıran yolun bu olduğunu bilir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları