İit ve Arap Birliği: İsrail'e Baskı Yapılmalı

İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Parlamentosu ve Arap Birliği, BMGK’da İsrail’in Yahudi yerleşim birimlerinin durdurulması kararının kabul edilmesini memnuniyetle karşılayarak, kararın uygulanması için İsrail'e baskı yapılması çağrısında bulundu.

İslam İşbirliği Teşkilatı, (İİT) Arap Parlamentosu ve Arap Birliği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) İsrail'in işgali altındaki Filistin topraklarında yasa dışı tüm yerleşim faaliyetlerini "derhal ve tamamen" durdurmasını talep eden kararı memnuniyetle karşılayarak, kararın uygulanması için İsrail'e baskı yapılması çağrısında bulundu.

İİT tarafından yapılan yazılı açıklamada, Filistin topraklarındaki yasa dışı yerleşim faaliyetleri "sömürge yerleşimi" olarak nitelendirildi.

Yerleşim birimlerinin BMGK kararları ve uluslararası hukukla bağdaşmadığının vurgulandığı açıklamada, kararın uygulanması için uluslararası topluma çağrı yapıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu karar gelecek ay Fransa'nın çabalarıyla gerçekleştirilecek olan Uluslararası Barış Konferansı'na, İsrail işgalinin sona erdirilerek barışın tesis edilmesine ve iki devletli çözüme dayalı çok yanlı bir siyasi sürecin başlatılmasına katkı sağlayacaktır."

Arap Parlamentosu Başkanı Meşal es-Silmi de yazılı açıklamasında, "Karar mazlum Filistin halkının, hakkının iade edilmesi yönünde önemli bir adım ve mücadelesinin meyvesini topladığının göstergesidir. BMGK, söz konusu kararın ve diğer BM kararlarının uygulanması, Filistin halkının gasp edilen hakkının geri verilmesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurulması için siyonist rejime baskı yapmalıdır." ifadelerini kullandı.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ise karar nedeniyle Filistin hükümetini ve halkını tebrik etti.

Ebu Gayt, kararın İsrail'i diğer BMGK kararlarını uygulamaya mecbur bırakacağını belirterek, Fransa'nın ev sahipliği ile Ocak'ta gerçekleşecek Uluslararası Barış Konferansı'nın sonuç vermesi yönünde katkı sağlayacağını dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.