İki Cihanda da İlahi Lutuflara Mazhar Olanlar
Bir mü’minin mânevî seviyesi nasıl anlaşılır? İki cihanda da ilâhî lûtuflara mazhar olanlar kimlerdir?
Mü’minin mânevî seviyesi, Allâh ve Rasûlü’nün emirlerine itaati nisbetindedir. Îmânın kemâlâtı da bu itaatteki titizlik, hassâsiyet, muhabbet ve aşk nisbetinde artar.
İKİ CİHANDA DA İLAHİ LUTUFLARA MAZHAR OLANLAR
Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet ve itaatte mertebe kateden kimseler, iki cihanda da ilâhî lûtuflara mazhar olurlar. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Kim Allâh’a ve Rasûl’üne itaat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine lûtuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (en-Nisâ, 69)
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de şöyle haber vermiştir:
“Rabbiniz -azze ve celle- buyuruyor ki: «Eğer kullarım Bana îcâb ettiği şekilde itaat etseler, Ben onlara yağmuru (dahî) gece yağdırırım, gündüz de üzerlerine Güneş’i doğdururum. Onlara ayrıca gök gürleme sesini de duyurmam!»…” (Ahmed, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)
Allâh’ın emirlerine itaati, muhabbet ve teslîmiyet ile îfâ ederek değişen şartlar karşısında rızâ hâlini muhâfaza edebilenlerin gönül âlemleri, hikmet, hayır ve feyz mecrâsı olur. Bunun zıddına, haramlardan ve şüpheli şeylerden korunmayan kalp ve bedenler ise, baştanbaşa bir şer barınağı ve ahlâksızlık yuvasına dönüşür.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
YORUMLAR