İki Fotoğraf Arasındaki İnsanlık Farkı!

Middili Adası açıklarında dün mülteci teknesinin batması üzerine denizde boğulan bir çocuğun Yunan sahil güvenlik ekipleri tarafından taşınmasını gösteren fotoğraf, akıllara 2 Eylül'de ölü bedeni Bodrum sahiline vuran Aylan bebeği getirdi.

TÜRKİYE İLE AVRUPA'NIN FARKI

Aylan bebeğin taşınmasını gösteren fotoğraf ile Midilli'deki kurtarma çalışmasından yansıyan görüntüler arasında dikkat çeken fark ise Türk sahil güvenliğinin son aylardaki insani çabalarını simgeleyen bir nitelik taşıyor.

Mültecileri taşıyan ahşap tekne, dün Midilli açıklarında Yunanistan'a ait sahil güvenlik botuyla çarpıştı. Batan teknede aralarında 1 bebek ile 3 çocuğun da bulunduğu 7 kişi hayatını yitirdi. Yunan sahil güvenlik ekipleri kurtarma operasyonu başlattı. Reuters ajansından Giorgos Moutafis'in cansız çocuk bedenlerinin denizden çıkarılışını gösteren fotoğrafları, akıllara 2 Eylül'de ölü bedeni Bodrum sahiline vuran Aylan bebeği getirdi.

[caption id="attachment_42615" align="aligncenter" width="630"]Zd22N_1445003849_8563 Midilli adası açıklarında, Yunan sahil güvenlik ekibinin kurtarma operasyonundan bir kare.[/caption]

BABA ŞEFKATİ

Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak, Aylan bebeğin cansız bedeninin kucağında bir baba şefkati içinde taşırken Doğan haber Ajansı Muhabiri Nilüfer Demir'in objektifine yakalanmıştı. Çıplak, daha sonra o anı anlatırken şunları söylemişti:

 "Bizim için öncelik insan hayatı. Bununla birlikte, ben de her şeyden önce bir insan ve 6 yaşında oğlu olan bir babayım. Aylan bebeği görür görmez hemen aklıma oğlum geldi ve bir an kendimi Aylan bebeğin babası yerine koydum. Bu tarif edilemeyecek kadar acı ve trajik bir durumdu.Bazen insan cansız bedenlere yaklaşmaktan çekinir. İnanın aklıma hiç öyle bir şey gelmeden, görevini yapan bir kolluk personelinden öte, yavrusuna sarılan bir babanın hissedebileceği duygular içerisindeydim."

[caption id="attachment_42616" align="aligncenter" width="628"]aaLCV_1445003778_5745 Aylan bebeğin cansız bedenini baba şefkatiyle kucaklayan Türk sahil güvenlik ekibi.[/caption]

AVRUPA DUYARSIZ

Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, Türkiye'nin yürüttüğü kurtarma çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Biz gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla Avrupa ülkelerini yoğun mülteci akınından koruyoruz. Buna karşılık Avrupa ülkeleri ise yalnızca kendilerine yönelik tedbirler almakta, kaynak ve transit ülkelerde yaşanan sorunları ve gösterilen çabayı göz ardı etmektedir.

AVRUPA'NIN ÖNÜNE GEÇTİK

Denizde bu yıl içinde 54 binin üzerinde mülteciyi kurtardık. Fedakar personelimiz, bot, deniz uçağı, helikopter ve radarlar ile 24 saat hiç arama vermeden denizde faaliyet içinde. Büyük bir özveri içinde çalışıyorlar. Biz denizde görev yapan personelimizle gurur duyuyoruz, onlara minnetarız. Yeni bir kaygımız ise deniz suyunun soğuması ile denizde sağ kalma süresinin düşecek olması. Denizde sağ kalma süresi, suyun sıcaklığına göre 2 saat ile 40 saat arasında değişiyor. Türkiye, denizdeki kurtarma operasyonlarında Avrupa'ya fark attı. Türk sahil güvenliğin kurtarma operasyonlarında ölüm oranı binde 1'e düştü. Avrupa'da ise bu oran yüzde 1.6."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.