İkisi Bir Arada Tehlikeli

Yumurta, çay ile tüketildiğinde, içinde bulunan demirin vücut tarafından emilmesi önlenmiş oluyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi hocalarından Prof. Dr. Sevinç Yücecan, kahvaltıda yumurta tüketilirken çay içilmesini önermediklerini belirterek, "Çaydaki tanen maddesi, kan yapıcı özelliği bulunan yumurtadaki demiri bağlıyor, emilmeden atılmasına yol açıyor" dedi.

Fakültenin Beslenme ve Diyetetik Bölümü Kurucu Başkanı da olan Yücecan, yumurtanın başta demir olmak üzere vitamin ve mineraller yönünden zenginliğine işaret etti. Özellikle çocuklar için protein ve demir kaynağı bu ürünün sağlıklı beslenme çerçevesinde düzenli tüketilmesini öneren Yücecan, yumurtanın pişirilmesi ve tüketimi sırasında bazı noktalara dikkat edilmesini istedi.

YUMURTA FAZLA HAŞLANMAMALI

Yumurtanın çocukların damak tadına uygunluğu için uzun süre pişirilmemesi gerektiğini anlatan Yücecan, "Fazla miktarda haşlarsanız sarısının etrafında yeşil halka oluşur. Bu durum lezzetini etkiler ya da bayatlığının göstergesi olabilir. Yumurtanın damak tadına uygunluğu için haşlanmasına dikkat etmeli" diye konuştu.

ÇAYI AÇIK VE LİMONLU İÇİN

Kahvaltılarda yumurtanın yanında çay içilmesini önermediklerini ifade eden Prof. Dr. Yücecan, şunları kaydetti:

"İlla içilecekse açık limonlu çay tercih edilmeli. Çaydaki tanen maddesi, kan yapıcı özelliği bulunan yumurtadaki demiri bağlıyor, emilmeden atılmasına yol açıyor. Demir içerikli diğer gıda ürünleriyle de çay tüketilmemeli. Bir saat sonra istenilen demde çay içilebilir. Çocuk, yaşlı ve hamilelerin içecekleri çayın açık ve limonlu olması, demir emilimi açısından önemli."

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.