İlaç ve Zehirlenmelere Yönelik Sorulara 5 Dakikada Yanıt

Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde faaliyet gösteren Hacettepe İlaç ve Zehir Bilgi Birimi (HİZBİB), topluma ve tüm sağlık çalışanlarına ilaç kullanımının yanında zehirlenmelerle ilgili danışmanlık hizmeti sunuyor.

Hacettepe Üniversitesi Basın ve Hakla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan açıklamada, modern bir sağlık hizmeti birimi olan HİZBİB tarafından, ilaçlar dahil kimyasal maddelerin istenmeyen zararlı etkileri ve zehirlenme tedavisiyle ilgili güncel bilgi verilerek, akılcı ilaç kullanımına katkıda bulunulduğu belirtildi. Hizmetle, etkili ve güvenli ilaç kullanımının yanı sıra, zehirlenmelerde ölüm oranının ve tedavi maliyetinin azaltılmasının sağlandığı kaydedildi.

Konuya ilişkin değerlendirmelerine yer verilen Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi İlaç ve Zehir Bilgi Birimi Koordinatörü Ayçe Çeliker, akılcı ilaç kullanımına ve hasta tedavisine katkıda bulunan HİZBİB'in 1992 yılından itibaren hizmet verdiğini belirtti.

HEKİMLERDEN VE ECZACILARDAN SIKÇA SORU GELİYOR

Uzun zamandır hizmet veren bir merkez olduklarına ancak yeterince tanınmadıklarına işaret eden Çeliker, "Tüm Türkiye’ye açığız. Hatta yurt dışından arayanlarımız bile oluyor. Doğru, güncel, tarafsız olmak ilk hedefimiz. Olabildiğince hızlı bilgi sağlıyoruz. Genelde sorularımızı ilk 5 dakika içinde yanıtlıyoruz. İlaç kullanımı ve zehirlenmelerle ilgili danışmanlık hizmeti veren HİZBİB’e telefonla ya da e-posta yoluyla ulaşılıyor. Mesai saatleri içinde, 0312- 311 89 40, 0312- 305 21 33-34 numaralı telefonlardan ve hizbib@hacettepe.edu.tr adresinden sorular yönlendirilebiliyor." açıklamasında bulundu.

HİZBİB'e gelen soruların çoğunun gebelikle ilgili olduğunu aktaran Çeliker, hamilelikte ve emzirme döneminde ilaç kullanımı ile etkileşimleri ve yan etkilerinin sıkça sorulduğunu ifade etti. Çeliker, hekimlerin de zehirlenmelere ilişkin bilgi almak için hattı aradığını belirtti. İlaçların piyasada bulunurluğu veya yurt dışındaki bir ilacın Türkiye’deki eş değeri gibi konularla ilgili de eczacılardan sıkça soru geldiğini kaydetti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.