İlâhî Ahlâkla Ahlâklanan Kalp

Kıssâlar

Allâh’ın affına nâil olma ümîdiyle, suçluya karşılık verme hususunda kendi nefsini aradan çıkarıp onu ilâhî affa muhâtap kılabilme olgunluğudur. Kullarını affede affede, Allâh’ın affına lâyık olabilme ümîdinin bir neticesidir. 

Allâh’ın affına lâyık olabilme ümîdine kavuşma hakîkatini kıssa.

Bahâuddîn Nakşibend Hazretleri, kendisine karşı edepsizlik yapan birine kızmayıp, onu tebessümle karşılamıştı. Fakat o edepsizliği yapan kimse büyük bir derde düşüp helâk olacak duruma geldi. Hatâsını anlayıp tevbe etti. Nakşibend Hazretleri, o adamın evinin önünden geçerken içeri girip hâl-hatırını sordu. Ardından da:

“–Allah Teâlâ şifâ vericidir, korkma, iyileşirsin inşâallah!” dedi.

O kimse bu söz üzerine büyük bir nedâmetle:

“–Efendim! Size karşı edepsizlik ettim, hatırınızı incittim, beni affediniz.” dedi.

Bunun üzerine Bahâuddîn Nakşibend Hazretleri buyurdu ki:

“–Kalbimiz o zaman incindi. Fakat şu anda gönül aynası tertemiz. İyi bil ki, mürşidlerin, yol göstericilerin kılıcı, kınından çıkmış yalın bir kılıçtır. Fakat mürşid merhamet sahibidir. Kimseye kılıç vurmaz. İnsanlardan sadece belâsını arayanlar gelip kendilerini o kılıca çarparlar.”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 2, Erkam Yayınları, 2012